Intellfor Global Strategy Başkanı Mustafa Avcı ile Söyleşi
Intellfor Global Strategy Başkanı Mustafa Avcı ile Söyleşi
Bilgi güvenliği alanında toplumun her kesiminde bilgi ve bilinç düzeyini arttırmak, bu konu ile ilgili teknolojik gelişmeleri izlemek, milli teknolojilerin geliştirilmesine katkı sağlamak; bireysel, kurumsal ve ulusal düzeydeki riskler konusunda farkındalık oluşturmak amacı ile Intellfor Global Strategy Başkanı olan ve şu anda da Zihinsel Teknoloji, Büyük Veri Analitiği, Analizi, Güvenliği alanında çalışmalarını sürdüren Mustafa Avcı ile Bilgi Güvenliğinden Büyük Veri Analitiği ve Güvenliğine dair bilinmesi gerekenler hususunda ülkemizin dünü, bugünü, geleceği ve yapılması gerekenleri konuştuk.
CyberMag:Öncelikle Türkiyenin ilk özel ve bağımsız stratejik araştırma kurumlarından, “Intellfor Global Strategy” başkanı olarak Türkiye’deki Siber Güvenliğin durumu ve geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mustafa Avcı: Tabi sorunuza cevap vermeden önce şunu söylemek istiyorum günümüz dünyası bilgi ile yönetilmektedir ve bu bilgiyi kullanabilen ülkelerin neler yaptığını görüyoruz. Bizim öncelikli hedefimiz dünyadaki bilgiyi analiz etmek ve zihinsel teknoloji ile birleştirmektir. Artık dünyadaki 7 milyar insan ne istediğine kendisi karar vermiyor, nasıl bir insan isteniliyorsa önceden başkaları tarafından ellerindeki büyük veri ile planlanarak insanlara uygulattırılıyor. Buna yaşam tarzından başlayarak, insanların inançlarına ve kimlere yönettireceklerine kadar örnekler verebiliriz. Biz aslında gelecekle ilgilenen bir kuruluşuz ve çalışmalarımız bu yönde devam etmektedir. Dünya Bilgi ve İstihbarat Bankası (WİİBPRO) adında özel bir veri sistemi oluşturduk ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bilgiye sahip olmak dünyada bir güç olmaktır, siber güvenilik ise yeni nesil diplomasi ve savaş teknigidir.
Sorunuza gelecek olursak siber güvenlik kavramını tanımlamamız gerekiyor. Siber güvenlik, içerisinde çok boyutlu bir risk yönetim süreci barındırmaktadır. Bu risk devletleri tehdit edecek kadar büyüktür. Bugün gelinen noktada bireylerin, şirketlerin ve kurumların fikri mülkiyeti, teknik ve ticari sırları çalınabilmektedir. Kişilerden kurumlara, kurumlardan tüm ülkeye varan boyutu ile siber güvenlik, milli güvenliğin en önemli unsurlarından biri haline gelmiştir. Bu konuda ortaya çıkacak herhangi bir zafiyet, ülke güvenliği doğrudan tehdit etmektedir. Bunun önüne geçmenin en temel şartı ise milli teknoloji çözümleri geliştirmektir. Yabancı kaynaklardan alınan ürün ve çözümlerle güvenliğin tam olarak sağlanması mümkün değildir. Öte yandan, Türkiye’de siber güvenlik konusu son yıllara kadar ciddi bir gelişim gösteremedi. Son zamanlarda yaşanan güvenlik zafiyeti nedeniyle de Türkiye’de siber güvenlik alanında önemli adımlar atılmaya başlandı ama bunlarda genellikle dış kaynaklı önlemler. Eskiden güvenli bölgelerde saklanan, gizliliği olan dokümanlara sadece fiziki olarak erişim mümkünken, bugün teknolojinin gelişmesi ile birlikte tüm verilerin sanal ortamlarda yer alması ve tüm dünyada hedef haline gelmesine neden oluyor. Ülkemizde de pek çok kurum farkında olmadan bu tehditlere maruz kalabiliyorken, bunun güvenliğini sağlamak ise artık imkansız değil.
CyberMag: Türkiye’nin siber savunma alanında, diğer ülkelere göre durumu hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Mustafa Avcı: Türkiye’deki siber güvenliğin durumuna ilişkin bilgi verecek olursak, 2016’da dünyada en çok siber saldırıya uğrayan 10 ülkeden biriyiz. Türkiye’ye yönelik saldırıların çoğu kamu kurumlarının web sayfalarını çökertme, kritik altyapıları hizmet dışı bırakma veya istihbarat toplama hedefiyle gerçekleştirildi. Ülkemize bunun zararı 700 milyon dolar oldu. Türkiye’de kamu kurumlarına 2014’te 209 siber saldırı düzenlenirken bu rakam, geçen yıl 8 bin 560’a çıktı.
Türkiye’nin öncelikle siber alandaki mevcut güvenlik açıklarını çok iyi tespit etmesi önem arz ediyor. Bunun için hem yazılım hem de donanım boyutunda hızlı bir “millileşmeye” gitmemiz gerektiği kanısındayım. Yakın zamanda yapılan bir araştırmada Türkiye’deki bilgisayarların yüzde 42’sinde zararlı yazılım bulunduğu ortaya çıktı. Yani ülkemizde neredeyse her iki bilgisayardan biri hedef alınmış.
CyberMag: Intellfor Global Strategy olarak özellikle büyük veri analitiği ve güvenliği konusunda ciddi çalışmalar yürüten stratejik bir kuruluşsunuz. Kısaca kuruluş amacı, yapmış olduğunuz çalışmalar ve gelinen nokta ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Bu alanda dünyada genelde ne tür oluşumlar var ve ne tür faaliyetler yürütmektedirler?
Mustafa Avcı: Öncelikle size dünyanın üzerinde denge oluşturan üç temel unsurdan bahsedeyim. Bunlar ekonomi, siyaset/politika ve sosyolojik olaylardır. Bu üç unsur birbiriyle bağımlı şekilde çalışır. Ekonomik ve politik hareketlenmeler olmadan durduk yere sosyolojik olaylar gerçekleşemez. Tüm bu üç temel direğe ait bilgileri elinde tutan, değerlendiren, analiz eden ve buna uygun gelecek planları oluşturan kişi, kurum ya da ülkeler ise başkalarının dayattığı tarihi yaşamamakta ve geleceğin tarihini kendileri yazmaktadır. Bu yüzden gerek ülkemizin 2023 hedefleri, gerek daha ilerideki hedeflerin başarısı, bu üç temel direkteki bilgilere ne kadar hâkim olunduğuna ve bu bilgilere ne kadar hükmedildiğine göre belirlenecektir. Intellfor’a göre, yönetilmesi gereken temel verile; insan ve kurumlar, sosyolojik olaylar ile bölgelerdir. Bu üç ayrı alanda, dünyadaki sosyolojik olayları, kişi ve kurum bilgileri ile birlikte, aynı zamanda yer bilgisi ile birlikte, hızlı bir şekilde toparlayabileceğimiz kaynak ise şüphesiz geliştirdiğimiz WIIBPRO’dur. WIIBPRO ile işlenmiş bilgilerin dışında ulaşılan verilerden kişi, kurum, olay, bölge bilgileri toplanabilmektedir. Konuyu özetlemek gerekirse, WIIB projeleri ülkemizin gelecek hedefleri için başta belirttiğim temel üç direk olan ekonomi, siyaset ve sosyal olayların temel verilerini süzgeçten geçirerek bilgiye hükmetmek ve bununla gelecek tarihi yazmaktır. WIIB Projeleri’nin ideolojik amacını bu şekilde özetleyebiliriz. Kimin hangi bilgiye ihtiyacı olduğu, o bilgilerin belirli bir istatistik çalışma sonucunda işlenmesi ve çıkan sonuçları okuyabilecek veri okur-yazarları ve analistleri önem arz ediyor. Bizler ise tam burada devreye giriyoruz. Tıpkı eskiden anne-babanızı iyi tanıyan mahallenizdeki esnafın sizin haftanın hangi günü, neyi, ne miktarda alacağınızı, sizin ekonomik profilinizi çok iyi bilmesi gibi.
CyberMag: Büyük Veri Analitiği ve Güvenliği, şüphesiz ülkemiz adına önem arz etmektedir. Büyük veride bilinmesi gerekenler, dünyada büyük veri örnekleri göz önünde bulundurulduğunda, büyük verilerin güvenliğinin sağlanması adına yapılması gerekenler nelerdir? Bunun yanında büyük veri ne gibi tehdit unsurları oluşturmaktadır?
Mustafa Avcı: Günümüzde bilgi noksanlığından ziyade bilginin fazla olması nedeniyle şirketler ile kullanıcılar arasında sıkıntılar yaşanmaktadır. Özellikle de doğru, işe yarar bilgiye ulaşmak ya da bu veri yığınından asıl bilgiye ulaşmak önümüze yeni bir iş dünyası açmıştır. Özellikle stratejik planlama yapabilmek için doğru ve anlamlı veriler hayati önem taşımaktadır. Intellfor olarak tam da bu noktada devreye girerek doğru ve işe yarar ulusal-uluslararası bilgilerin kullanıcıya çabuk ulaşmasını sağlayacağız. Mobil teknolojilerin, sosyal ağların ve içeriğe dayalı servis hizmetlerinin yaygınlaşması ile birlikte birçok firma, tüketicilerin davranış ve tepkilerine göre ürün ve servislerini şekillendirmek istemekte ve bu verileri toplama, saklama analiz etme ihtiyaçları her gün artırmaktadır. Bunu dünyadaki en önemli iki örnekten bahsederek anlatayım, birincisi Arap baharı tamamen sosyal bir deneydir ve büyük veri analistliği test edilmiştir. Bu veriye sahip ülke tarafından, kendileri de bu işin testini yapıyorlar. İkincisi de ABD Başkanlık seçimlerini kazanan Donalt Trump’ın izlediği politikadır. Büyük verinin öneminin farkında olan Trump, veri odaklı çalışmalarıyla seçmenin anlık paylaşım, beğeni veya hislerine yönelik analizlerde bulunarak propaganda sürecini yönetmiştir. Ve bunu özel bir şirketle beraber yapmıştır. Dolayısıyla WIIBPRO ile kitlemize sunacağımız hizmetin benzerine hükmeden Trump, beklenmeyen büyük bir zafere imza atmıştır.
CyberMag: Büyük veriler bilinçli bir şekilde kullanılarak değer elde etmek mümkün müdür? Toplumumuzun bu konudaki farkındalık ve bilgi birikim seviyesini nasıl görüyorsunuz?
Mustafa Avcı: ‘Büyük veri’ olarak isimlendirdiğimiz verilerimiz her geçen gün hızına hız katarak artıyor olabilir, haliyle gelecekteki durumlarımızı da ön plana koyarak ileride bu veri yığınları ile nasıl başa çıkacağımızı iyi düşünmemiz ve planlarımızı bu doğrultuda yapmamız gerekmektedir. Elbette ki hızlı büyüyen verilerin akışı sırasında gelen verilerin güvenli olup olmadığını kontrol etmemiz gerekmektedir. Şunu atlamamak gerek bu veriler doğru kişiler tarafından görülüp saklanabilir olmalıdır. Verilerimiz yukarıdaki veri bileşenlerinden filtrelendikten sonra büyük verinin üretimi ve işlenmesi katmanlarında elde edilen verilerin şirketiniz için artı değer sağlıyor olması gerekiyor. Intellfor Global Strategy olarak geliştirdiğimiz WIIBPRO, hızla büyüyen verileri depoluyor, bunların güvenli olup olmadığını analiz ederek bunları görmesi gereken kişilerin karşısına çıkmasını sağlıyor. Verilerin bilinçli kullanımıyla değer elde etmeye gelecek olursak bunun en güzel örneği şüphesiz ki Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump. Bildiğimiz üzere Trump, geliştirilen bir yöntem sayesinde bireyleri sosyal medya üzerinden incelemeye alarak seçim politikasını bu şekilde yönlendirmiş ve başarıya ulaşmıştır. Yani büyük verileri yönetmiştir.
Burada önemli olan ise bu veriyi etkin ve hızlı bir şekilde analiz edebilmek ve verimliliği artırmaktır. Ayrıca verilerdeki kalıpları, analiz yöntemlerini ortaya çıkararak isabet oranları yüksek tahmin modelleri oluşturulmasını sağlayarak daha etkili kararlar verebilmektir. WIIBPRO ile ise Linkedin ve diğer sosyal ağlar ve dijital ortamda yer alan bilgiler bir araya getirilerek analiz ediliyor. Bu uygulama istenen herhangi bir alanda kullanılabiliyor. Buna işe alım sürecinden de örnek verecek olursak, Intellfor WIIBPRO ile istenilen kriterlere sahip aday arama ve değerlendirmeyi daha etkin, hızlı hale getirebiliyoruz. Sosyal medyanın WIIBPRO ile süzgeçten geçirilmesiyle ise çalışanların işten ne zamanda ayrılacakları daha tahmin edebiliyoruz. ABD Başkanı Tramp’ın seçim çalışmaları sırasındaki her mesajı da sosyal medyadan süzülen veri odaklı değil miydi?
CyberMag: Gerçekleştirmiş olduğunuz tüm bu projelerin ve çalışmaların sonucunda elde edilen çıktılar ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Mustafa Avcı: Intellfor’un bünyesinde hayata geçen WIIBPRO, insanların günlük hayattaki ve sosyal ortamlardaki davranışlarını ulusal ve özellikle vurgu yaparak söylemek istiyorum uluslararası birçok farklı kaynaktan toplanabilen ‘Büyük Veri’nin analizi ile söz konusu davranışları tahmin etmeye yönelik matematiksel modeller ve teknikler geliştirerek hizmet sunuyoruz. Şu bir gerçek ki, içinde bulunduğumuz yıllara damgasını vuran ana faktörlerden bir tanesi hiç şüphesiz değişim olgusudur. Bu değişimin dışında kalamayarak ayak uydurabilmek için ise dijital şirket olmak kaçınılmazdır. Bu sadece bireyler için değil şirketler ve devletler içinde son derece hayati önem taşımaktadır. Özel sektörün bu konuyla ilgili daha çok yol alması ise apaçık ortada değil mi? Örneğin insanların sosyal medyadaki hareketleri saniyeler içinde analiz edilirken bunlar belirlenen kategorilerde sınıflandırılıyor.
Birey, şirket, kurum tarafından dijital ortamda yapılan her hareket bir iz içerdiğinden dolayı “büyük veri” ile istenilen kitle analiz edilerek süzgeçten geçiriliyor. Bilgisayar sistemleri ile üretilen veriler tek başlarına değersizdir, çünkü çıplak gözle bakıldığında bir anlam ifade etmezler. Bu veriler belirli bir amaç doğrultusunda işlendiği zaman bir anlam ifade etmeye başlar. Geçmişten günümüze veriler her zaman yorumlanmış, bilgi elde etmek istenmiştir ve bunun için de donanımlar oluşturulmuştur. Bu sayede bilgi, geçmişten günümüze gelebilmiştir. İnsanlar mağara duvarlarına yazmaya başladığından beri "data" üretiyorlar, hiyerogliflerden yazıtlara, kitaplardan çekilen videolara kadar hepsi bu kapsamda ele alınabilir. Bizler ise bu dataları ilgi alanlarına göre kategorilere ayırarak şekillendiriyoruz.
CyberMag: Büyük veri analitiğinin güvenle yapılabilmesi, verilerin güvenle muhafaza edilebilmesi için, veri bilimcisi ve bilgi güvenliği uzmanı yetiştirilmesi adına üniversitelere, kamu kurum ve kuruluşlarına düşen görevler nelerdir? İhtiyaç duyulan uzmanlıklar nasıl kazanılmalıdır?
Mustafa Avcı: Türkiye diğer ülkelere göre siber kıyamet senaryolarının konuşulduğu bu alanda geç de olsa treni yakalamaya çalışıyor. Ancak ülkemizde siber savaş konusunda akademik üretim çok az. 15 bin siber güvenlik uzmanı açığı var. Şu anda Türkiye bu alandaki açığı kapatmak için ciddi bir çalışma yapıyor ama önemli olan nitelikli bireyleri yetiştirebilmek ve bunların milli ve manevi değerlerimizi bilen kişiler olması. Aynı zamanda ulusal ve uluslararası tüm bilgi ağlarının veri bankalarına entegre olabilecek şekilde tasarlanmış güvenli sistemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Veri Analitiği alanında iş dünyasının aradığı özelliklere sahip profesyoneller yetiştirmek amacıyla son dönemde özellikle üniversitelerin yüksek lisans bölümlerinde eğitim verilmeye başlandı. Gelişen teknoloji ve artan bilgi birikimi nedeniyle STK’larda duruma kayıtsız kalamamış ve günümüzde Büyük Veri Analitiği ve Uzmanlığı konusunda sertifika programları düzenlemektedirler. Verilen eğitimler sonunda kişilerin veri bilimci olmaları sağlandı ama bunlar dünyadaki büyük resmi göremiyorlar, sadece kendilerine gösterildiği kadarını görebiliyorlar. İstatistik, ekonomi, matematik ve bilgisayar mühendisliği alanlarında eğitim gören Veri Bilimciler kendilerini geliştirerek analitik düşünme yeteneği gelişmiş, ayrıntıları fark edebilen ve aynı zamanda büyük resmi görebilen, elde ettiği veriler ile eğilimleri gözlemleme yeteneğine sahip, sözlü ve yazılı iletişim yetenekleri gelişmiş kişiler olarak iş dünyasında yer alabiliyorlar. Bizim millet olarak en çok ihtiyacımız olan ise bu veriyi kullanarak sosyal bilim ve toplum bilim analitiğini kurarak milli ve manevi değerlerimizi yıkmaya çalışanlara meydan vermemektir. Geleceğin büyük Türkiye’sini inşallah bu şekilde kuracağız ve tekrardan tüm islam aleminin ve mazlum milletlerin, o beklenen Türk’ün geniş sancağı altında toplamamız bu bilgileri doğru kullanmakla olacaktır.
CyberMag: Nesnelerin İnterneti (IoT) ile veri boyutunun daha da artacağı, verilerin artık her yerde olduğu, büyük veri analitiğine hemen hemen her kurumun yakın gelecekte ihtiyaç duyacağı dikkate alınarak, kamu verisini anlamlandırmak ve kamuda ihlal olaylarının olmadan önce tahmin edilmesi adına yapılması gerekenler nelerdir?
Mustafa Avcı: Bunun için ‘Kamuda Büyük Veri ve Nesnelerin İnterneti Politikalarının Geliştirilmesi ve Yaygınlaştırılması eylemleri doğrultusunda büyük verinin analitiği ve güvenliği farkındalığını kamuda artırmak, büyük veriler toplanırken, saklanırken, işlenirken, analiz edilirken ve güvenliği sağlanırken karşılaşılan problemleri birlikte tespit etmek, ortak akıl ile çözüm önerileri geliştirmek ve gelecek çalışmalara yön vermek, kamuda mevcut verilerin kullanılmasının önündeki engelleri aşmak ve yeni değerler elde edilmesine katkı sağlamak, verilerden değer elde edilirken güvenlik ve mahremiyet ihlallerinin önlenmesine yönelik katkı sağlamak, en iyi örnekleri oluşturmak ve elde edilen sonuçları raporlayarak kamuoyuyla paylaşmak için Büyük Veri Analitiği ve Kamu Çalıştayı düzenlendi. Çalıştay sonucunda elde edilen bulgulardan birisi de; kamuda büyük veri analitiğinin güvenle yapılabileceği ve verilerin güvenle muhafaza edilebileceği çözümlerin gerek ticari gerekse açık kaynak olarak mevcut olduğudur. Dolayısıyla yeterli sayıda veri bilimcisi ve bilgi güvenliği uzmanı olan yerlerde veriler güvenle işlenebilir. WIIBPRO sosyal medya paylaşımları, ve dijital verilerden anlam çıkartıp bunları işliyor. Bu şekilde ise, sosyal medya kullanıcısı, ilgili sosyal medya mecrasına gelmeden önce başka nerelere tıklamış, incelediği sayfada ne kadar bulunmuş ve bu sayfada başka nereleri ziyaret etmiş, hangi sosyal platformları kullanmakta… İşte tüm bu soruların cevabı yüksek hacimli verinin bizler tarafından işlenmesiyle ortaya çıkıyor. Kısacası WIIBPRO, farklı boyutlarda alınan verileri toplayıp tahminler yaparak işletmelerin sahip olduğu verilerden yola çıkarak akıllı yönetim imkânı sağlıyor.
CyberMag: Bunun yanı sıra hukuki düzeyde de ayarlamalar yapılmalı ve bilişim suçları ve cezaları toplumu doğru bilgilendirecek şekilde herkesle kamu spotu mantığında paylaşılmalıdır. “Bugün yapılmayacak olan “Siber Güvenlik Algı Yönetimi” yatırımları, gelecek adına zararı büyük sonuçlar doğurabilecektir” diyebilir miyiz?
Mustafa Avcı: Siber suç bir bilişim sistemine izinsiz olarak ve hukuka aykırı olacak şekilde girilmesi ve sonrasında yapılan eylemdir. Bu suçta hedef bir kişi olabileceği gibi kişinin malvarlığı veya bir sistemin kendisi de olabilir. Örneğin, bir sisteme girerek, zarar verme, verileri silme, şifreleme, ele geçirme, veri ekleme, sistemin kullanımını engelleme, özel hayatın gizliliğine müdahale etme, iletişimi engelleme, iletişimi izinsiz izleme ve kayıt etme gibi eylemler ortaya çıkabilmektedir. Bu durumda büyük yıkımlara neden olabilmektedir. Mahrem bilgilerin kaybedilmesi veya yasaya aykırı olarak elde edilmesi durumlarında özel yaşamın gizliliğinin ihlali suçu ortaya çıkar. Bütün bunları göz önünde bulunduracak olursak, “Siber Güvenlik Algı Yönetimi” hukuki düzenlemeleri ve cezai yaptırımlarıyla birlikte çok iyi anlatılmalıdır. Toplumun bu konu da bilinçlenmesi gelecekte doğacak büyük felaketlerin önüne şimdiden geçilmesini sağlayacaktır.
CyberMag: Sonuç olarak, Türkiye’de Büyük Veri çalışmaları beklediğiniz gibi ilerliyor mu? Ülke adına yapılması gerekenler nelerdir? Gereken düzenlemeler ve çalışmalar yapılmadığında ne gibi sonuçlar ortaya çıkacaktır?
Mustafa Avcı: Büyük veri olarak isimlendirdiğimiz verilerimiz her geçen gün hızına hız katarak artıyor olabilir fakat burada dikkat edilmesi gereken yeni bir bilgi üretilmiyor, var olan bilgi doğru kullanılmayı bekliyor ve bu ancak sisteme sahip olmak ve de bu sistemi kullanacak kriterdeki beyinlerimizin analisttik çalışmasıyla mümkündür. Haliyle gelecekteki durumlarımızı da ön plana koyarak ileride bu veri yığınları ile nasıl başa çıkacağımızı iyi düşünmemiz ve planlarımızı bu doğrultuda yapmamız gerekmektedir. Bugün ülkemizde büyük verinin kamu sektöründe kullanımı yalnızca polisiye konularla ilgili. Adli soruşturmalarda şüpheli şahısların cep telefonlarından saat kaçta kime telefon edilmiş, telefonu hangi saatte hangi baz istasyonunda kullanmış şeklinde yapılan tespitler artık pek bir sıradan. Ancak kalkınma amaçlarının belirlenmesinde, kamu hizmet sunumunun geliştirilmesinde büyük verinin kullanıldığı hiçbir örnek yok. Neyse ki “kalkınma için veri” tüm dünyada yeni bir kavram, ama örnekler hızla yaygınlaşıyor. Kalkınma için Büyük Veri konusu küresel örgütlerin radarına son 3 yılda girdi. Birleşmiş̧ Milletler 2012’de, Dünya Bankası’nın 2014’te bu konuda ilk raporlarını yayımladı.
CyberMag: CyberMag, siber dünyadaki riskler ve siber güvenlik konusuna odaklanmış Türkiye’nin ilk basılı ve elektronik dergisi olarak farkındalığı artırmayı ve insanları bilgilendirmeyi amaç edinmektedir. Bu amaçla yola çıkan CyberMag hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Mustafa Avcı: İlk basılı ve elektronik dergiyi çıkararak yayım hayatına başlayan ve toplumu bilgilendirme konusunda gösterdiğiniz cesaret ve özveriden dolayı sizleri tebrik etmek isterim. Bir medya grubunun olmazsa olmazı “doğru bilgi” kavramını bünyenizde olması gerekenden fazlasıyla bulundurduğunuz kanısındayım. Bilgi ve içerik dolu yayım hayatınızda başarılar dilerim.
CyberMag: Son olarak neler söylemek istersiniz? Eklemek istediğiniz başka bir husus var mı?
Mustafa Avcı: Öncelikle size nezaketinizden dolayı çok teşekkür ediyorum ve müşerref olduğumu bildirmek istiyorum. Efendim kısaca şöyle bir örnekle bitireyim: Biz Müslüman Türk milletiyiz ve bir sancağın sahibiyiz. Şu anda bu tam anlaşılamamış olsa da dünyada bu sancağın gölgesinde olmak isteyen ve de umutla bekleyen 63 Müslüman devlet var ve bunların birçoğunun yönetimi dolaylı yollardan büyük devletlerin elindedir. Bu dolaylı yollardan yönetilmenin sebebi ise kendi bilgilerine dahi sahip olmamalarıdır. Bugün yüce dinimiz İslam birçok bilgiyi bize veriyor ama bunu bile kullanacak kişilerden mahrum edildik. Sultan 2. Abdülhamit kurduğu yıldız istihbarat teşkilatı ile dünyadaki bilgiyi toplamış ve bugün Büyük Veri dediğimiz sistemi kullanmıştır, bu sayede usta bir yönetim ile o günün Osmanlısını yıkılmaktan kurtarıp geleceğe hazırlamıştır. Bizim yapmamız gereken dünyada bize ve başka ülkelere ait olan bilgiyi doğru okumaktır.