Sosyal Medya Şirketleri, Türkiye’de Tek Tek Temsilcilik Açmak Zorunda Kalıyor
Sosyal Medya Şirketleri, Türkiye’de Tek Tek Temsilcilik Açmak Zorunda Kalıyor
Global Bilişim Derneği (BİDER) Başkanı Şenol Vatansever, sosyal medya şirketlerinin sosyal medya yasası nedeniyle son dönemde temsilcilik açmak zorunda kaldıklarını bildirdi.
KONTV’de yayınlanan “Neler Oluyor?” programında (https://www.facebook.com/watch/live/?v=812068306045942&ref=watch_permalink) Ayşegül Şencan’a misafir olan Vatansever sosyal medya firmalarının artık devletlere ders verme noktasına geldiklerini, bu durumun sadece Türkiye’de geçerli olmadığını belirtti.
Vatansever, sosyal medyanın tüm devletlere meydan okur hale geldiklerini kaydederek, “Mesela Facebook 2004 yılında kurulmuş bir şirket. Bir anda devasa boyutlara ulaştılar. Twitter’a baktığımızda, diğer sosyal medya kanallarıyla beraber, Dünya’daki birçok olayın tetiklendiği mecralar haline geldiler.” diye konuştu.
Gündemde olan sosyal medya yasasının 1 Ekim 2020’de yürürlüğe girdiğini anımsatan Vatansever, yasanın aslında beş aşamalı olarak uygulandığını kaydederek, şöyle devam etti:
“Şu an üçüncü aşamadayız, adım adım beşinci aşamaya doğru gideceğiz. Türkiye’de kullanıcıları olup günde bir milyondan fazla erişimi olan sosyal medya şirketlerini, yayın yapan firmaları kapsayan bir yasa. Eğer firmalar bu kapsamdaysa Türkiye’de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bir temsilci bulundurmak zorunda. Vatandaş olarak herhangi bir sorun yaşayıp mahkemeye başvurduğunuzda mahkemenin muhatap alacağı bir temsilci olması anlamına geliyor. Buradaki taleplere 48 saat içerisinde geri dönüş yapma zorunlulukları var. Geri dönüş yapmadığında önce 5 milyon TL sonra 10 milyon TL para cezası veriliyor. Daha sonrasında bunun arttırılması da söz konusu. Bu aslında bir bakıma kullanıcıların direkt olarak bir muhatap bulmasını sağlıyor. İlk çıktığında, ‘Sosyal medya engellenecek mi, ifade özgürlüklerimiz kısıtlanacak mı?’ türü yaklaşımlar sergilendi ama aslında sosyal medyaya baktığınızda sınırsız bir özgürlük alanı gibi düşünmemek lazım. Nasıl ki günlük yaşantımızda sözlerimize, davranışlarımıza dikkat etmemiz gerektiği gibi sosyal medyada da aynı otokontrol ile davranmamız gerekiyor. Eleştiri son derece normal ama bu hakarete gittiği zaman gerçek hayatta nasıl sıkıntı yaşıyorsak sosyal medyada da bununla ilgili sıkıntı yaşayabiliriz.”
-“Facebook son gün temsilcilik açacağını ilan etti”
BİDER Başkanı Vatansever, sosyal medya şirketlerinin ilk baştan beri bu kanunu tanımama noktasında ciddi anlamda direnç gösterdiğine dikkati çekti.
Kanundan önce de temsilcilik açmaları yönünde ilk çağrılar yapıldığı zaman hiçbirisinin buna olumlu cevap vermediğini vurgulayan Vatansever, “İlk 30 gün içerisinde temsilciliğini açmayan firmalara 10 milyon TL para cezası uygulandı. Tekrar 30 gün daha beklendi. Yine açmayan firmalara tekrar 30 milyon TL ceza uygulandı. Toplamda 40 milyon TL’ye çıktı ve 19 Ocak itibarıyla da Resmî Gazete’de yayımlanarak hala temsilcilik açmayan bu firmalara reklam yasağı geldi. Şu an herhangi bir şirket temsilcilik açmayan sosyal medya şirketlerine reklam verdiği zaman ceza işlemi uygulanacak. Bu konuda en üst düzey yetkililer ve bakanlıklar ilgili şirketleri takip edeceklerini ifade ettiler. Bu anlamda sosyal medya şirketleri zor durumda kalınca temsil açacaklarını ilan etmeye başladılar. Örneğin; Facebook son gün yani 18 Ocak’ta temsilcilik açacağını ilan etti. Türkiye’de kanunları tanıdıklarını, Türkiye Cumhuriyeti Kanunları çerçevesinde hareket etmeye hazır olduklarını belirttiler.” değerlendirmesini yaptı.
Vatansever, bu konuda sosyal medya firmalarının artık devletlere ders verme noktasına geldiklerini kaydederek, şöyle devam etti:
“Bu sadece Türkiye’de geçerli değil. Tüm devletlere meydan okur hale geldiler. Mesela Facebook 2004 yılında kurulmuş bir şirket. Bir anda devasa boyutlara ulaştılar. Twitter’a baktığımızda -diğer sosyal medya kanallarıyla beraber- dünyadaki birçok olayın tetiklendiği mecralar haline geldiler. Bütün yasadışı faaliyetler de takip edilemeyeceği düşünülerek ya da o ülkenin sınırları içinde olmadığından yakalanamayacağı düşüncesiyle sosyal medya üzerinden ayaklanmalar tetiklenmeye başladı. Demokrasiden bahsederek bunu yaptılar ama diğer bir açıdan baktığımızda son seçimlerden sonra Trump destekçilerinin meclisi basması ve devamında yapılan doğru yöntem bu değil şeklindeki Twitter açıklamalarına rağmen önce beğeni, yorum yasağı geldi ve sonrasında kaldırdılar. Birkaç gün sonra da hesabı kapattılar. Öyle bir noktaya geldik ki eğer konu ifade özgürlüğüyse o zaman herkesin düşüncelerini ifade edebilmesi gerekir ama çıkar yönünde bunun ilerlemesi bunun bir ironi olduğunu ortaya çıkarmış oldu.”
Dünyada sosyal medya ve devletler arasındaki ilişkilerden örnekler de veren Vatansever, Avustralya’nın da şu an Google’ı kapatabileceğini ifade ettiğini aktardı.
Vatansever, Facebook’un dünya üzerinde 30’dan fazla ülkede, 80’den fazla şehirde faaliyet gösterdiğini, reklam yasağı gelmeden bir gün önce Türkiye’de ofis açmama kararından geri adım attığını bildirdi.
WhatsApp’ın veri koruma kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle Avrupa’da 50 Milyon avroya kadar para cezasının gündeme geldiğini dile getiren Vatansever, “Türkiye tarafında da baktığımızda kanun üçüncü aşamada. 40 milyon TL ceza verildi. Herhangi bir zamanda geri adım atar ve ofis açarsa ceza %25 oranına -yani 10 milyon TL’ye- kadar düşüyor. Bu çok ciddi bir ceza değil ama reklam gelirinden olmak istemediler. Direnen tarafa baktığımızda Twitter karşımıza çıkıyor. Bu durumda onları bekleyen şey; üç ay sonra daraltılacak olan bant genişliği. Bu genişlik %50’ye kadar indirilecek bu da şu demek; şöyle düşünün on şeritli bir yolda trafik akarken bir anda şerit sayısı 5’e düşüyor. Bu durumda da insanlar tepki göstermeye başlayacaklar. Sonraki aşamada yine direnmeye devam ederse bant genişliği %10’a kadar düşürülebilecek. Facebook gibi firmalar; Avrupa Birliği ile Türkiye’yi bu uygulamada ayırdılar.” diye konuştu.
Şu ana kadar Facebook, Instagram ile VK’nın Türkiye’de ofis açtığını aktaran Vatansever, şunları kaydetti:
“WhatsApp tarafından kişisel veriler konusunda bir hassasiyet oluştu ve bunu olumlu olarak değerlendiriyoruz ama başka bir açıdan baktığımızda; 2004 yılında Facebook kuruldu. O günden beri biz zaten bütün kişisel verilerimizi aleni hale getirdik. Facebook tarafından gölge profiller de yaratıldığı belirtiliyor. Bu profillerde bizim verdiğimiz ve vermediğimiz bilgiler ayrıntılı olarak bulunuyor. Bütün bilgiler orada tutulup yapay zekâ ile analiz ediliyor. Mesela bu seçimlere müdahale konusunda da o kişinin oyunu hangi yönde değiştirmek istiyorlarsa bu konudaki haberlerin karşılarına çıkarılması, farklı uygulamaların yapılması söz konusu olabiliyor. WhatsApp tarafında hesabı sildiğiniz zaman verilerinizin geride kalıp kalmaması açısından nasıl sildiğiniz çok önemli. Kullanıcı hesabını kapatırken direkt olarak uygulamayı kaldır şeklinde yapıp siliyor. Böyle olduğu zaman aslında kişisel verileri sunuculardan silinmiyor. Kullanıcıların çoğu böyle yaptıktan sonra diğer uygulamayı indirip devam etti. Hesap içerisinde baktığımızda ayarlar kısmında bulunan hesabın içerisine girip hesabımı sil seçeneğinin tıklanması gerekiyor. Uygulamayı verilerinizi bu şekilde sildikten sonra kaldırmanız gerekiyor. Sadece ekrandan silmek yeterli değil. Direkt silerseniz aslında silmiş olmuyorsunuz. Verileriniz onların veri merkezlerinde kalmaya devam ediyor.”