Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Aktepe ile Söyleşi



Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Aktepe ile Söyleşi

TBD Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Aktepe ile derneğin kuruluş amacı, çalışma ve projelerini ve bilhassa bu yıl Başbakanımız Binali Yıldırım’ın teşrifleri ile gerçekleşecek, bilişim kurultayını değerlendirdik…

CyberMag: Öncelikle bizlere derneğinizden, kuruluş amacından ve çalışmalarından bahsedebilir misiniz?

Rahmi Aktepe:  Türkiye’nin bilişimle tanışmasının neredeyse hemen ardından 1971 yılında, bugün bilişim profesyoneli diyebileceğimiz yarı akademik bir topluluk tarafından büyük bir gelecek vizyonu ile kurulan Türkiye Bilişim Derneği (TBD) bugün artık toplumun her katmanından üye yapısıyla “Bilişim Kültürünü” yaymaya çalışan bir “Sivil Toplum” öncü hareketine dönüşmüştür.

Üye sayısı bugün 12.000’i aşmıştır. 6 şubesi, 22 il temsilciliği ve üniversitelerdeki TBD-Genç örgütlenmesiyle TBD, bilişim sektörünün gelişmesine önemli katkılar vermeye devam etmektedir.

TBD, kamu ve özel sektör, akademisyen ve toplumun her kesiminden etkin kullanıcılardan oluşan üye yapısıyla bilişim sektörünün önde gelen bir derneğidir; diğer bir deyişle “Sizin Derneğinizdir”.

Türkiye’nin bilişim toplumu olma yolunda atılacak tüm adımlarında olmak ve bu bilişim toplumu olma yolunda toplumdaki bilincin ülke genelinde artmasını sağlamak en büyük amaçlarımızdandır.

TBD’nin bireysel katılımı esas alan yapısı ve gönüllülük temelindeki çalışma biçimiyle ürettiği raporlar, öneriler ve bağımsız söylemleri günümüzde tüm karar vericiler ve toplumun her kesimi tarafından dikkate alınır duruma gelmiştir. Bu başarıda en önemli etmen üyelerinin yıllardır her koşulda derneğimize gösterdiği ilgi, güven, sağladığı destek ve katkıdır.

Derneğimiz, ülkemizin 2023 vizyonuna yönelik olarak başta bilişim politikaları olmak üzere,  bilişim sektörünün temel problemleri ile çözüm önerilerinin, teknolojik gelişmeler ve gelecek öngörülerinin, bilişim teknolojilerine ilişkin çok değerli bilgilendirme, değerlendirme ve tespitlerin yapıldığı birçok etkinlikler düzenlemektedir. Bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz etkinliklerimizden bahsetmek isterim.

BİMY’24 (TBD 24. Bilgi İşlem Merkezi Yöneticileri Semineri) 27-30 Nisan 2017 tarihlerinde "Bilişimde Gelişim, Bilişimle Gelişim" ana teması ile RIXOS Premium Kongre Merkezi, Belek Antalya’da gerçekleştirildi.

Kamu, özel sektör ve üniversitelerin üst düzey yöneticileri buluşturuldu. 24.sünü yaptığımız BİMY etkinliğimizde AR-GE, ÜRETİM ve İSTİHDAM üzerine mevcut durum değerlendirmesi yanında geleceğe yönelik öngörüler ele alınarak kamu, özel sektör ve üniversitelerin katılım ve katkılarıyla farkındalık yaratılmaya çalışılarak, ilgili kurum ve kuruluşlara sunulmak üzere sonuç raporları hazırlandı.

19.KAMU-BİB etkinliğini ise 26-29 Ekim 2017’de Bodrum’da geniş katılım ile gerçekleştirildi. Etkinlik öncesinde kamunun güncel teknolojik konuları ile ilgili çalışma grupları oluşturuldu.

Gelin ‘Dijital Türkiye‘ için güçlerimizi birleştirelim” sloganı ile yola çıktığımız; Kamu-BİB toplantımızda yıllardır kamuyu ve özel sektörü buluşturarak, ortak bir sinerji oluşturulmasına katkı sağlamaktayız. Etkinliğimizde hükümetin eylem planında da var olan ‘Dijital Türkiye’ hedefi için kamunun, özel sektörün ve akademik dünyanın birlikte hareket etmesinin önemini vurguladık.

Geçtiğimiz sene Başbakanımız Binali Yıldırım’ın katılımları ile “Bilişim ve Demokrasi” başlığı ile Bilişim 2016 -33. Ulusal Bilişim Kurultayı’nı büyük bir katılımla gerçekleştirdik. Başbakanımız 2017 yılını “Bilişim ve Demokrasi” yılı ilan etti. Bu sene de Başbakanımızın katılımı ile Bilişim 2017-34. Ulusal Bilişim Kurultayını 20-21 Aralık tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirdik.

 “Geleceğimizi Kodlayan Çocuklarımız Olsun”

Türkiye’nin geleceği için 2018'de gençleri ve çocukları bilişim sektörüne kazandıracak bir kampanya gerçekleştireceğiz.

Dünyada teknoloji baş döndürücü hızla ilerliyor. Bir kuşak önce kurduğumuz hayalleri bizden sonraki kuşaklar hayata geçiriyordu. Artık günümüzde hayal ettiğimiz gelişmelerin üç ya da beş yıl sonra gerçekleştiğini görüyoruz. Otuz yıl içerisinde günümüzün popüler olan meslekleri teknolojinin gelişmesi ile yok olacak. Yakın bir zamanda savcıya, öğretmene hatta doktora bile ihtiyaç duymayacağız. Bu da gelecekte istihdamın değişeceğine, çocuklarımızın şu anda adını bile duymadığımız mesleklere sahip olacağını gösteriyor. Anne ve babalar olarak bu gelişime ve değişime ayak uydurmamız gerekiyor.

TBD olarak çocuklarımızın yazılım kodlamasını küçük yaşlarda öğrenmesini sağlamak istiyoruz. Çocuklarımızı teknoloji tüketen değil, teknoloji üreten çocuklar olarak yetiştirmek istiyoruz. Temel amacımız ise geleceği tasarlayan, özgür düşünen çocuklar yetiştirmek. Çocukların robotları yaratan, o robotlara yazılımlar yazan çocuklar olarak yetişmesi lazım. Onun içinde çocukların özgür, araştırıcı bir anlayışla yetişmeleri gerekiyor. Bunu yapabildiğiniz zaman o robotları yaratabilirsiniz. O robotları hareket ettiren yazılımları yapabilirsiniz yahut da akıllı kentleri. Akıllı dediğimiz her şeyin arkasında bir yazılım var. Bu çocuklar aslında kendi geleceklerinin yanında ülkemizin geleceğini de kodlayacak. Ülkemizin teknoloji çağını yakalayıp, bilişim çağında üreten bir ülke olma şifresi bugünün çocuklarına kodlama öğretmekle başlayacak.

Geleceği Şekillendirecek Olan Çocuklara Kodlama Eğitimi Verilmesi

Siber güvenlikte en zayıf halkanın ve aynı zamanda da en önemli faktörün insan olduğu bilinciyle; insanları eğitmek, bilinçli ve etik bilişim kullanıcıları haline getirmek amacıyla ilköğretimden başlayarak, ortaokul ve liselerde kod yazma, interneti ve sosyal medyayı güvenli olarak kullanma eğitimlerinin müfredata eklenmesinin gerekli olduğuna inanıyoruz.

2025 yılında bir trilyon cihazın internete bağlanacağı belirtiliyor. Bu cihazları internete bağlayacak ve bu cihazlarla interneti şekillendirecek olanlar bugünün çocukları olacaktır. Bu nedenle özellikle gelişmiş ülkeler, ulusal ve uluslararası alanda çocuklara yönelik “kodlama hareketleri” başlatmışlardır. TBD olarak “Geleceği Kodlayan Çocuklar Projesi” üzerinde çalışıyoruz. Bu projenin amacı;

Türkiye’nin 7 bölgesinde 8-14 yaşları arasında 20.000 çocuğa; dijital okuryazarlık, kodlama, mobil uygulama geliştirme, oyun geliştirme ve web site geliştirme öğretilerek çocukların sistematik düşünme, problem çözebilme, olaylar arasındaki ilişkileri görebilme, yaratıcı düşünebilme gibi yetiler kazanmalarına yardımcı olmak.

Kodlamanın fen bilimlerini kavramada etkili olduğunu göstermek.

Çocukların bölgelerin özelliklerini (turizm, hayvancılık, el işi vs.) kodlamada kullanarak, bölgenin dijital dönüşüme taşınmasında farkındalığın gelişmesine etken olmak.

Ayrıca TBD olarak da üzerimize düşen görevleri yerine getirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla sosyal sorumluluk projesi kapsamında şehit ve gazi çocuklarının rehabilitasyonu ve topluma kazandırılmaları amacıyla, mobil uygulama geliştirme (kod yazma eğitimi) atölyesi gerçekleştirilecektir. Bu atölyenin ilk çalışması kurultay programında yer almaktadır. Söz konusu atölye çalışmasında, MIT tarafından geliştirilen APP Inventor aracı kullanılarak sürükle bırak yöntemiyle çocuklar Android tabanlı mobil uygulamalarını geliştirecektir. Geliştirilecek uygulamalar içerisinde animasyonlar barındıran oyun türünde uygulamalar olacağı gibi, matematiksel işlemler yapılabilen derslere yardımcı uygulamalar da olacaktır.

Ayrıca TBD’nin iki önemli projesi hakkında da kısaca bilgi vermek istiyorum.

Korkma Konuş Projesi (2KP)       

Korkma Konuş Projesi, çevrim içi kadın ve çocuk istismarına yönelik (Cinsel Tacizler Konusunda) olarak çocuklar, kadınlar, aileler, kamu görevlileri ve toplumun tüm kesimlerinde farkındalık oluşturmayı ve söz konusu paydaşlarla çocuk istismarını algılama, ihbar etme ve etkin olarak yasal mücadele edebilme amacıyla eğitim verilmesini hedeflemektedir.

Söz konusu eğitimlerin sadece çocuklara değil, ebeveynlere ve bu konuda görev yapan (Öğretmen, Polis, Savcı, Hâkim, Avukat, Doktor, Sağlık Bakanlığı Temsilcisi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Temsilcisi vb.) profesyonellere de verilmesi çocuk istismarını engellemeye yönelik yürütülen faaliyetlerin etkinliği arttıracaktır. Proje kapsamında Ankara’da panel ve eğitimlerin gerçekleştirileceği bir adet konferans,  çocuk tacizlerinin en yoğun olduğu ve çocuk izleme merkezi bulunan iller arasından pilot olarak seçilen 3 ilde ise çalıştay ve eğitimler düzenlenecektir. Bu eğitime katılanlara “Çocuk Meleği Brövesi” verilecek ve çocuk meleklerin bu eğitimi kendi bölgelerinde vermeleri teşvik edilecektir. Ayrıca söz konusu eğitimler dijital ortama aktarılacak ve çevrim içi olarak internet altyapısı üzerinden verilerek projenin sürdürülebilirliği sağlanacaktır.

Bu proje ile ilgili altyapı oluşturulmuş, içerikler belirlenmiş ve proje önerisi hazır hale getirilmiştir. Sponsor bulma faaliyetleri devam etmektedir. En kısa sürede hayata geçirilecektir.

Siber Güvenlik Elemanlarına Ait Ulusal Meslek Standardının Hazırlanması

Mevcut durumda siber güvenlik alanında Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından tanımlı olan her hangi bir “Ulusal Meslek Standardı” ve “Ulusal Yeterlilik” bulunmamaktadır. Kamusal ve Sektörel SOME’ler başta olmak üzere bilişim ve siber güvenlik sektörlerinin ihtiyaçları göz önünde bulundurulduğunda siber güvenlik konusunda ihtiyaç duyulan meslek grupları için Ulusal Meslek Standardı’nın acilen hazırlanması ulusal kapasitenin arttırılmasına ve SOME’ler başta olmak üzere ihtiyaç duyulan siber güvenlik uzmanı açığının kapatılmasına önemli kazanımlar sağlayacaktır. Bu konuda MYK ile görüşülmüş ve siber güvenlik alanındaki meslek grupları için (6) adet Ulusal Meslek Standardı’nın hazırlanması görevi TBD’ye verilmiştir.

2018 yılı başında tüm hazırlıkların tamamlanarak projeye başlanılması hedeflenmektedir.

 

CyberMag: 20-21 Aralık 2017 tarihinde Sheraton Ankara Hotel & Convention Centre’de gerçekleştirilecek olan TBD 34’üncü Ulusal Bilişim Kurultayı’nın teması Başbakanımızın talimatlarına uygun şekilde “Bilişimle-Gelişim: Türkiye’de Dijital Dönüşüm” olarak belirlenmiştir.  Öncelikle bu etkinliğin amacı, ülkemize ve sektöre katkıları nelerdir?

Rahmi Aktepe: 20-21 Aralık 2017 tarihinde Sheraton Ankara Hotel & Convention Centre’de gerçekleştirdiğimiz TBD 34’üncü Ulusal Bilişim Kurultayının teması Başbakanımızın geçen yıl yapılan 33’üncü kurultayımızdaki talimatlarına uygun şekilde “Bilişimle-Gelişim: Türkiye’de Dijital Dönüşüm” olarak belirlenmiştir. 

Kurultayın düzenlenmesi ve temasının belirlenmesindeki ana amaçlarımız;

Dijital Olgunluk Seviyesinin Yükseltilmesi;

Bilişim ekosisteminde ihtiyaç duyulan kabiliyetlerin geliştirilmesi amacıyla ulusal seviyede dijital dönüşüm ihtiyaçlarının belirlenmesi, kamu kurumlarının ve sektörün dijital olgunluk seviyesinin yükseltilmesine yönelik inovatif çözümlerin ve ulusal e-devlet politikalarının yer aldığı stratejilerin hazırlanması ve tek elden merkezi olarak yürütülmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesi önemlidir.  Vatandaşlar için sayısal okuryazarlık oranının arttırılmasını hedefleyen TBD, kamu kurumları ile özel sektör için de dijital olgunluk seviyesinin arttırılmasını ve dijital ekonominin büyümesini amaçlamaktadır.

Kurultayda konunun uzmanları ve akademisyenler tarafından kurumların dijital olgunluk seviyesinin ölçülmesine ve yükseltilmesine yönelik politika ve stratejilerin ortak akıl ile oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapıldı.

Dijital Ekonominin Önemi;

Dijital ekonomi, hükümetler diğer bir deyişle politika yapıcılar için çok önemlidir. OECD üyesi 34 ülkeden 27’si bu alanda ulusal stratejilerini yayımlamıştır. AB ise Sayısal Tek Pazar ile vatandaşların ve kurumların dijital hizmetlere çok daha hızlı ulaşmasını ve daha verimli olarak kullanmasını hedeflemektedir. Ülkemizde de halen gelişmekte olan dijital ekonominin sürdürülebilirliğine yönelik altyapılar oluşturulmalı ve farkındalık yaratılmalıdır.

Nitelikli İnsan Kaynağının Yetiştirilmesi;

Dijital dönüşüm ile birlikte, önümüzdeki beş yıl içerisinde bugün önemli olarak değerlendirilen becerilerin üçte birinin değişeceği, iş süreçlerinin ve iş yapış biçimlerinin değişime uğrayacağı, bazı mesleklerin tamamen yok olacağı, buna karşın bugün hiç bilinmeyen yeni meslek dallarının ortaya çıkacağı (Robot Veterineri, Drone Bekçisi, Veri Mühendisliği vb.) tahmin edilmektedir. Diğer taraftan, ülke seviyesinde sürdürülebilir siber güvenliğin sağlanması ve ulusal kapasitenin arttırılması amacıyla ihtiyaç duyulan yenilikçi ve özgün teknolojilerin geliştirilmesi amacıyla nitelikli insan kaynağına gereksinim duyulmaktadır.

Ulusal Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi;

Siber Güvenlik Eylem Planlarının etkin olarak uygulanması ve gerçekleştirilmesinin izlenmesi, sonuçlarının tarafsız olarak ölçülmesi ve raporlanması Ulusal Siber Güvenlik Ekosisteminin geliştirilmesine, sürdürülebilirliğine ve güçlendirilmesine önemli kazanımlar sağlayacaktır. Ayrıca siber güvenlik ekosisteminin çerçevesinin oluşturulması ve yasal düzenlemelerin yapılması çok önemlidir.

Diğer taraftan sürdürülebilir siber güvenlik ekosisteminin geliştirilmesi ulusal seviyede siber güvenlik kapasitesinin arttırılmasına ve toplumun tüm katmanlarında farkındalık yaratılmasına olanak sağlayacaktır.  Bu konuda yapılması gereken eylemler;

Ekosistemin Yeniden Yapılandırılması;

Söz konusu ekosistem içerisinde; başta ekosistemi yöneten politika ve stratejilerini belirleyen icra yeteneğine sahip bir makam olmak üzere müşteriler, tedarikçiler ile teknoloji, ürün ve hizmetlerin geliştirilmesine katkı sağlayan sektör paydaşları, standardizasyon ve sertifikasyon kuruluşları, akreditasyon ve eğitim tesisleri, üniversiteler ve STK’lar başta olmak üzere tüm paydaşlar yer almalıdır. Söz konusu paydaşlar arasında iletişimi ve uyumu sağlamak için yasal çerçeve oluşturulmalıdır.

Siber Güvenlik Kurulunun Etkinleştirilmesi;

Siber Güvenlik Kurulu tarafından yürütülen faaliyetlerin etkinleştirilmesi ve sürdürülebilir kılınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle kamu, özel sektör, STK’lar ve üniversitelerden uzman kişilerin görevlendirileceği teknik çalışma gruplarının ve izleme komitelerinin oluşturulmasına acil ihtiyaç bulunmaktadır.

Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör, STK’lar, üniversiteler ve vatandaşlar arasında siber güvenlik konularında ortak akıl oluşturulabilmesi amacıyla “Sivil İnisiyatifler” oluşturulmalı ve sivil inisiyatiflerin moderatörleri ulusal siber güvenlik kurulunun doğal üyesi olmalıdır.

Yerli Sektörün Güçlendirilmesi;

Türkiye suçlar ve saldırılar açısından her zaman hedef seçilen ilk 10 ülke arasında yer almaktadır. Türkiye aynı zamanda siber saldırı yapan ülkeler arsında ilk sıralarda gözükmektedir. Kamu kurumları ve/veya kritik altyapılarda kullanılan çözümlerin yaklaşık %97’sinin yabancı (ithal) menşeili olduğu bilinmektedir.

Yerli siber güvenlik ürün, sistem, çözüm ve hizmetlerinin milli kabiliyetler ile özgün olarak geliştirilmesi, yerli ve özgün çözümlerin kritik altyapılarda kullanımının teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması ulusal seviyede siber güvenlik kapasitesinin geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacaktır.

Siber güvenlik alanında milli kabiliyetler ile hangi teknolojilerin geliştirilmesine ihtiyaç olduğu ve bu ihtiyaçların önceliklendirildiği “Ulusal Siber Güvenlik Teknoloji Yol Harita”larının oluşturulması ve bu bilgilerin sektör ile paylaşılması kaynak israfının engellenmesine ve hem sektörün hem de ulusal seviyede siber güvenliğin sürdürülebilirliğine önemli kazanımlar sağlayacaktır.

Standartlara Uyum ve Ürün Sertifikasyonu;

Siber güvenlikte en önemli konu standartlara uyumdur. Siber güvenlik standartları, kullanılan güvenlik sistem ve/veya ürünlerine yönelik oluşabilecek risklerin belirlenmesi ve gerekli olan risk analizlerinin sağlıklı ve maliyet etkin olarak yapılabilmesine olanak sağlamaktadır.

İlgili STK ve sektörün de katılımıyla kamu kurum ve kuruşları ile kritik altyapılarda kullanılacak olan bilişim teknolojileri ve siber güvenlik ürün, sistem ve hizmetlerine yönelik asgari güvenlik iş yerleri tanımlanmalı, standartlar oluşturulmalı ve ürün sertifikasyon süreçleri belirlenmelidir. Ayrıca rekabete açık yapıda sertifikasyon test merkezleri oluşturulmalıdır.

Ulusal Kapasitenin Arttırılması İçin Hedef Odaklı Tatbikatların Yapılması;

Kamu kurumları ile kritik altyapıların siber saldırılara karşı dirençlerinin arttırılması,  siber saldırı sonrası ise sistemlerin en kısa sürede hizmete alınabilmesi, ulusal kapasitenin arttırılması için düzenli olarak siber güvenlik tatbikatları yapılmalıdır.

Tatbikatlar sektör odaklı olmalı ve katılım zorunlu hale getirilmelidir. Tatbikat sonuçları kamuya açık olmalı ve bu sonuçlar analiz edilerek her kurum için ev ödevi çıkarılmalıdır.

Siber Güvenlik Eğitimleri;

Siber güvenlik kapasitesinin arttırılabilmesi için toplumun her kademesinde siber güvenlik farkındalığı oluşturulmalıdır. Bu amaçla ilk ve orta öğretimden başlamak üzere her seviyedeki eğitim kurumlarında siber güvenlik farkındalık eğitimleri verilmelidir. Ayrıca siber güvenlik alanında ihtiyaç duyulan nitelikli uzman kişilerin yetiştirilebilmesi amacıyla özellikle siber güvenlik ve teknolojileri eğitimleri üniversite müfredatına eklenmelidir.

Siber güvenlik alanında 30.000 olarak açıklanan yetişmiş insan gücü açığının kapatılmasına yönelik olarak kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerin belirlenmesi ve bu hedeflere göre uzman açığının giderilmesi şarttır.

Kurultayda uzmanlar, akademisyenler ve STK yetkilileri tarafından söz konusu ekosistemin geliştirilmesine ve sürdürülebilirliğine yönelik konular teknoloji, süreç ve insan boyutuyla analiz edildi ve yapılması gereken eylemler masaya yatırıldı.

Yerli ve Yenilikçi Teknolojilerin Geliştirilmesi;

Düşük gecikmeli ve yüksek hızlı veri iletişiminin yanı sıra büyük miktarda verinin aynı anda işlenmesine olanak sağlayan ve düşük güç tüketimine sahip 5G ve ötesi teknolojiler kendi güçlü ekosistemlerini yaratarak, kalkınmaya getireceği katkıyla yeni bir yaşam tarzı oluşturma konusunda farklı boyutlar ve fırsatlar yaratacaktır.

Yerli üretim yapan yazılım ve donanım firmalarının daha fazla teşvik edilmesi ve yerli ürün ekosisteminin geliştirilmesinin sağlanması amacıyla çeşitli yasal düzenlemeler yapılmış ve bilişim teknolojileri ile yazılım sektörü sanayici tanımına alınmıştır.

 

CyberMag: Konferans konu başlığından yola çıkarak, Türkiye dijital dönüşümün neresinde? Dijital dönüşümü, kültürel dönüşümle taçlandırmak için; kamu, üniversite, finans kuruluşları, sektör temsilcileri ve her biri sektöre öncülük eden sivil toplum kuruluşları dijital değişim ve dönüşümün ana aktörleri olarak üstlenmesi gereken görevler nelerdir?

Rahmi Aktepe: Her şeyin dijitalleştiği, dünya nüfusunun neredeyse yarısının online olduğu günümüzde Türkiye hızla gelişen ülkeler arasında. Fakat, şirketlerin yüzde 95’i hala dijital dönüşüm sürecini tamamlayamadı.

Dijital dönüşüm sadece teknolojik yatırımlar değil. Dönüşüm, insan kaynaklarından iş süreçlerine hatta yönetim kurullarına kadar bir toplu kültürel değişimi, yeni bir yapı oluşturmayı kapsıyor.

Dijital ekonominin hız kazanması için inovasyon ve AR-GE yatırımları çok önemli.

Dijital dönüşümü, kültürel dönüşümle taçlandırmak için; kamu, özel sektör, üniversite, finans kuruluşları, holdingler, sektör temsilcileri ve her biri sektöre öncülük eden sivil toplum kuruluşlarının el ele vermesi ve iş birliği içinde olması gerekiyor.

Dijital gelişimi ülkemize bir yatırım olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Mobil cihaz kullanımında artış sağlamak, mobil internet kullanımını da arttıracağı için, dijitalleşmede önemli bir adım.

CyberMag: Konferansınızda toplamış olduğunuz bildiriler ile ülkemizin bilimsel gelişimine katkıda bulunuyorsunuz. Bildirilerin yayımlanması için onay ve eleme sürecinde nelere dikkat ediyorsunuz?

Rahmi Aktepe: Bilişim 2017-34. Ulusal Bilişim Kurultayı’nda akademik ve teknoloji uygulama bildirilerinin sunulacağı oturumlar da düzenliyoruz. Akademik ya da teknoloji uygulama konularında sunulacak her bir bildiri etkinliğimize önemli bir katkı sağlamakta.

Gönderilen bildiriler çok değerli hakemlerimiz tarafından titizlikle değerlendiriliyor.

Bildiri başvuruları en az iki Bilişim 2017 Bildiri Değerlendirme Kurul Üyesi tarafından değerlendiriliyor,  kabul edilen bildiriler konu başlıklarına göre sınıflandırılarak sunuluyor. 

Sunulan bildiriler Kurultay Bildiriler Kitabı’nda yer alıyor.

CyberMag: Etkinliğiniz panel başlıklarına baktığımızda geniş yelpazede sektörün tüm sorunlarını ele aldığınızı görüyoruz. Dergimizin de faaliyet alanı göz önünde bulundurulduğunda “Sürdürülebilir Siber Güvenlik ve Ulusal Stratejiler” konulu panelden yola çıkarak, ulusal güvenlik açısından siber güvenliğin önemi nedir? Türkiye diğer ülkelere kıyasla ne durumda?

Rahmi Aktepe: Siber güvenliğin içinde teknoloji, insanların eğitimi ve kanunlar var. Son yıllarda siber güvenliğin bu kadar sık kullanılmasının nedeni, artık her şeyin sayısallaşması ve bilgi teknolojilerinin günlük hayatımızın bir parçası olması nedeniyle, bireyler, kurumlar ve devletler her türlü tehdide açık hale dönüştüler.

Bunun için gelişmiş ülkelerin, kara, hava, deniz ve uzay platformlarının ardından beşinci savaş boyutu olarak "siber ordular" kurmaya başladılar.

Siber güvenlik sadece askeri güçlerin alacağı önlemlerle sağlanabilecek bir olgu değil olaya her alanı kapsayacak şekilde bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşmak gerekiyor.

Kamuda, Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) ve Kurumsal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (SOME) yapıları bulunuyor.

Ülkemizin yarınlarını garanti altına alacak ve siber güvenliğini sağlayacak ihtiyaç olunan nitelikli insan kaynağından çok uzakta olduğumuz bir gerçek. Ülkemizde 10 bine yakın bir siber güvenlik uzmanı açığı olduğu belli. Fakat ne yazık ki bugün siber güvenlik konusunda kurumsal bir eğitimimiz yok. Şu anda müfredatlara baktığımızda sadece birkaç üniversitemizde var. Onun dışında Mesleki Yeterlilik Kurumu’nda henüz uzmanlık sınıfı olarak tanımlanmış bir alan da değil. Sadece Türk Standartları Enstitüsü’nün yılda 2 kez açılan beyaz şapkalı hacker programında çeşitli sertifika programları var. Ulusal seviyede nitelikli bir siber güvenlik uzmanı yetiştirme programının ivedilikle hayata konulmasının çok faydalı olduğunu düşünüyoruz.

Son olarak siber güvenlikte milli çözümler olmazsa güvende olmaz... Bu nedenle insan kaynağına ihtiyacımız var. 2019 için dünyada 2 milyon siber güvenlik uzmanı açığı var.

Bize düşen payın da en az 20 bin olduğunu düşünüyoruz. Milli çözümler üretmeli ve nitelikli siber güvenlik uzmanı yetiştirecek şekilde eğitim sistemimizi planlamalıyız.

 

CyberMag: TBD olarak, bilgi güvenliği konusunda çalışma yürüten sivil toplum kuruluşlarına örnek olarak gösterilebilirsiniz. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, sektör üzerinde bir sinerji oluşturmak ve farkındalık yaratmak adına sivil inisiyatif organlarına düşen görevler nelerdir?

Rahmi Aktepe: Tüm sektör dernekleri kamu-özel sektör işbirliğini oluşturmada köprü olmalı ve geliştirilecek projelerde katalizör rol üstlenmelidir.

TBD olarak diğer sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisindeyiz. Yaptığımız dikey sektör etkinlikleri ile de meslek odaları, derneklerle işbirliği içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çalışma grupları kuruyoruz, meslek içi eğitim programlarımız var.

Sektörel raporlarımız, eğitimlerimiz, seminerlerimiz ve kongrelerimiz ile farkındalık oluşturup, insanları bilinçlendirmeye çalışıyoruz.

Bilişimle ilgili her türlü uygulama ve yasal düzenlemeler konusunda görüş oluşturup, ilgililerin dikkatine sunuyoruz, plan ve politikaların oluşmasına katkı veriyoruz.

CyberMag: CyberMag, siber dünyadaki riskler ve siber güvenlik konusuna odaklanmış Türkiye’nin ilk basılı ve elektronik dergisi olarak farkındalığı artırmayı ve insanları bilgilendirmeyi amaç edinmektedir. Bu amaçla yola çıkan ve yayın hayatına bir seneyi aşkın bir süredir devam eden CyberMag hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Rahmi Aktepe: Öncelikle siber güvenlik konusunda sektörün nabzını tutarak, insanları bilinçlendirdiğiniz için teşekkür ediyoruz. Böyle bir ihtiyacın tarafınızca doldurulduğuna inanıyoruz.

Dergiye emek veren herkesi kutlar, yayın hayatınızda başarılar dileriz.


İlginizi Çekebilecek Yazılar





İletişim | Gizlilik | Kullanım Koşulları