Türkiye Online Nezakette Dünyada 5’inci Sırada
Türkiye Online Nezakette Dünyada 5’inci Sırada
Microsoft’un 2016’dan bu yana sürdürdüğü “Dijital Nezaket Araştırması”nın 2020 sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre 2020 yılında, geçtiğimiz senelere kıyasla dijital platformlarda nezaket kurallarına daha fazla uyulurken; Türkiye’nin dünyada nezaket kurallarına en çok uyan 5. ülke olduğu açıklandı. Öte yandan nefret ve bölücülüğü yayan söylemler de artmaya devam etti; her 10 kişiden 4’ü siber zorbalığa maruz kaldığını dile getirdi. Her 8 çalışandan biri siber ya da fiziksel anlamda zorbalığa uğradığını ifade ederken; söz konusu zorbalığa maruz kalanların %60’ının durumu rapor etmediği belirtildi. 2020’lerde sosyal nezaketin yaygınlaşmasına en büyük katkıyı sosyal medya şirketlerinin yapmasının beklendiği ortaya çıkarken, sosyal medya şirketlerini sırasıyla haber kanalları, eğitim kurumları, hükümetler ve teknoloji şirketleri izledi.
Pandemiyle birlikte insanların dijital platformlarda geçirdiği zaman belirgin ölçüde artarken, söz konusu platformları kullanan bireylerin birbirlerine karşı tutumları da iş dünyası tarafından mercek altına alınmaya başlandı. Microsoft’un 2016 yılında başlattığı araştırmaların sonuçlarını değerlendirerek oluşturduğu “Dijital Nezaket Endeksi”nin 2020 sonuçları, geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaşıldı. Microsoft’un 30’u aşkın ülkede 58 binden fazla görüşme gerçekleştirerek yürüttüğü “Dijital Nezaket Araştırması” kapsamında katılımcılara çevrimiçi mecralarda ne kadar vakit geçirdikleri; nezaket kurallarına ne kadar uydukları; işle ilgili ve iş dışı ortamlarda sanal tacize maruz kalıp kalmadıkları gibi sorular yöneltildi.
Pandemi döneminde dijital nezaket kurallarına daha çok uyuldu
Araştırmanın sonuçlarına göre 2020’de dijital platformlarda nezaket kurallarına en fazla uyanlar 13-17 yaş arası gençler oldu. Nefret ve bölücülüğü yayan söylemler artmaya devam ederken, her 10 kişiden 4’ü siber zorbalığa maruz kaldığını belirtti. Bu kişilerin %66’sı saldırıyı gerçekleştiren kullanıcıyı bloklama yolunu seçtiğini dile getirdi. Öte yandan her 4 kişiden 1’i, pandemi döneminde sanal platformlarda nezaket kurallarına daha çok uyulduğunu ifade etti. Özellikle sıkı karantina kurallarının uygulandığı ülkelerde dijital platformların kullanımında keskin bir yükseliş gözlemlenirken, video aramalarının başı çektiği sosyal medya kullanımında da belirgin bir artış yaşandı. Market alışverişi başta olmak üzere, e-ticaret hızla yaygınlaştı; video oyunları ve spor aktivitelerini online izleme alışkanlığı da arttı.
2020’de dijital platformlarda nezaket kurallarına en çok uyan ülkeler arasında 5. sırada yer bulan Türkiye’de kullanıcıların %68’i 2020 yılında rahatsız eden dijital tecrübeler yaşadıklarını söylerken, bu tecrübeler arasında “Trolleme” birinci sırada yer aldı. Trollemeyi istenmeyen iletişim ve cinsel içerikli mesajlar izledi. 2020’lerde sosyal nezaketin yaygınlaşmasına en büyük katkıyı sosyal medya şirketlerinin yapmasının beklendiği ortaya çıkarken, sosyal medya şirketlerini sırasıyla haber kanalları, eğitim kurumları, hükümetler ve teknoloji şirketleri izledi.
İş yerinde yaşanan siber ve fizik zorbalığın %60’ı rapor edilmiyor
Araştırma; gerçeği çarpıtmak veya dolandırıcılık yapmak amacıyla yaratılan bilgi kirliliğinin, nefret ve ayrımcılığı besleyen söylemlerin dijital platformlardaki etkisini azaltmadan sürdüğü gösteriyor. Dijital ortamda kullanıcıları rahatsız eden söylemlerin ağırlıkla kimliği belirsiz veya sadece çevrimiçi kimliğiyle tanınan kişilerden gelmesi dikkat çekiyor. Buna karşın aile ve iş arkadaşlarının, rahatsızlık veren paylaşımları en az yapan grup olduğu belirtiliyor. Geçmişte kendisinin veya tanıdığı bir kimsenin çevrimiçi platformlarda nezaketten uzak bir davranışla karşılaştığını söyleyenlerin %40’ı, bu nedenle sosyal medyadaki aktifliklerini azalttıklarını ifade ediyor.
Her 8 yetişkinden 1’i iş yerinde yöneticisi, çalışma arkadaşı veya müşterisi tarafından siber ya da fiziksel zorbalığa maruz kaldığı halde, %60’lık bir kesim bu durumu yetkililere bildirmiyor. Söz konusu çalışanların %38’i bu kötü muamelenin hem çevrimiçi hem de fiziksel iş ortamında gerçekleştiğini dile getiriyor.