TÜRKİYE’DE ÇOCUKLARIN YÜZDE 20’Sİ “SİBER ZORBALIK” MAĞDURU! ÇOCUKLARIMIZI SİBER ZORBALIKTAN NASIL KORURUZ?



TÜRKİYE’DE ÇOCUKLARIN YÜZDE 20’Sİ “SİBER ZORBALIK” MAĞDURU!

ÇOCUKLARIMIZI SİBER ZORBALIKTAN NASIL KORURUZ?

PROF. DR. EMEL BAŞTÜRK: FANUSTA YAŞAYAN, AŞIRI KISITLANAN ÇOCUKLAR ZORBALIĞA DAHA FAZLA MARUZ KALABİLİYOR!

Uğur Koleji Veli Gelişim Akademisi kapsamında Prof. Dr. Emel Baştürk ile çevrimiçi “Siber Zorbalık ve Çevrimiçi Riskler” semineri düzenledi. Seminerde, yaşadığımız dönem sebebiyle boyutları her geçen gün artan siber zorbalık konusu, ailelerin rolü ve alınabilecek önlemler hakkında velilere bilgi verdi.

Günümüzde siber zorbalık, ailelerin gündemindeki en önemli problemlerin başında geliyor. Pandemi ve çevrimiçi eğitim süreçleriyle artan teknoloji ve internet kullanımı, zaten var olan bir problemin artmasına neden oluyor. Prof. Dr. Emel Baştürk, ebeveynlere çocuklarının uğradığı siber zorbalıkları fark etmelerini ve çocuklarını bu durumlara karşı korumalarını tavsiye ediyor.

Siber zorbalığı, çevrimiçi ortamda mobil aygıtların kullanılması ile yapılan zorbalık olarak tanımlayan Baştürk, bu zorbalığın çeşitli düşmanlıklar, korkutma, tehdit, şantaj, sindirme, taciz gibi başlıkları içerebileceğini ve tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini belirtiyor. Bireyin görüntü veya fotoğraflarının rızası dışında mobil ortamlarda paylaşımı, sırlarının ifşası, cinsel içerikli mesajlar gönderilmesi, hakkında söylentiler çıkarılması, alaya ve aşağılayıcı tepkilere, mesajlara, içeriklere mahsur bırakılması gibi yöntemler zorbalık kapsamında değerlendiriliyor.

Bu davranışlara maruz bırakılan özellikle çocuklar ve gençler çeşitli psikolojik rahatsızlıklar yaşamalarının yanı sıra, eğitim hayatlarını etkileyebilecek davranışlarda bulunabiliyor, hatta ağır durumlarda intihar vakaları bile görülebiliyor. Bu nedenle Prof. Dr. Emel Baştürk, ailelerin çok dikkatli olması gerektiğini, çocuğu tanımak, güven vermek, paylaşmanın çok önem taşıdığını belirtiyor ve ekliyor: “Aileler çocuklarına iyi arkadaşlığın, her şeyi paylaşmak değil, mahremiyete saygı duymak olduğunu anlatmalılar”.

“Modelleme ihtimali artıyor

Zorbalık vakalarının nedenleri incelendiğinde bunların en başında çocukların zorbalık ve şiddet içerikli yaşantı deneyimleri geliyor. Sonrasında yüz yüze ilişkilerinde yaşadığı güven problemleri ve kendini ispatlama çabası, yetersiz veya aşırı yetişkin denetimi gibi genellikle aile bazlı sebeplerin bu davranışlara zemin hazırladığı biliniyor. Baştürk, davranışların oluşmasında sadece şiddet içerikli bir şey izlemek ve görmenin yeterli olmayacağını bunu kendi hayatında bir şekilde deneyimlediyse modelleme ihtimalinin arttığını belirtiyor.

Türkiye’de çocukların yüzde 20’si siber zorbalık mağduru!

Yaptıkları bir araştırma kapsamında elde ettikleri verileri de seminerde paylaşan Baştürk, Türkiye’deki çocukların yüzde 20’sinin siber zorbalık mağduru olduğunu paylaşıyor. Yüzde 15’inin de siber zorba olduğunu ve mağdurlardan zorbaya dönüşüme sıkça rastladıklarını ekliyor. Siber zorbalığın ilk adımlarından biri olan küfür içerikli mesajlaşma ise yüzde 50’nin üzerinde bir orana sahip. Araştırmada, erkek çocukları daha çok "kızgınlıktan" zorbalık yaptığını paylaşırken, kız çocukları ise "üzüldükleri" için yaptıklarını ifade ediyorlar. İletişim uzmanı Prof. Dr. Emel Baştürk, bu sorunların çözümünün aileden ve çocuğa erken yaşta dijital okuryazarlık yetisinin kazandırılması olduğunu belirtiyor.

Fanusta Yaşayan Çocuklar, Zorbalığa Daha Fazla Maruz Kalabiliyorlar

Ailelere düşenin çocuklarının karakterini ezmeden, yok saymadan, uygulanabilir kararlar almak olduğunu belirten Baştürk, anlayarak, dinleyerek, ihtiyaçları belirleyerek kararların birlikte alınması gerektiğini belirtiyor ve “oyun oynama demek yerine alternatifler sunmalıyız, birlikte rutinler oluşturmalıyız” diyor. Asıl amacın çocuğun zaman planlama becerisi geliştirmesi ve kullandığı zamanlarda da interneti güvenli şekilde kullanabilmesi olduğunu söylüyor. Özellikle içinde bulunduğumuz şartların da bu problemleri arttırdığını, bu nedenle evlere hapsolan çocuklara karşı kısıtlamaların da daha uygulanabilir olması gerektiğini savunuyor. Tamamen kısıtlanan, fanusta yaşatılan çocukların bu tip zorbalıklara daha fazla maruz kalabildiğini ve diğer çocuklara oranla da daha savunmasız olduğunu sözlerine ekliyor.

Prof. Dr. Emel Baştürk, zorbalık yaşandığında ise, çocuğu suçlamadan önce ilk işin "güven vermek" ve "korumak" olması gerektiğini, durumu çözdükten sonra ise tekrar yaşanmaması için nerelerde yanlışlar yapıldığına birlikte bir çözüm getirmeyi öneriyor.

“SİBER DÜNYADA DA EBEVENY YÖNLENDİRMESİ VE VARLIĞI ÖNEMLİ”

Uğur Koleji Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Selen Balkaya, ”Eğitim ve bilişim teknolojileri üzerine birçok uygulamanın ve girişimin kuruculuğunda bulunmuş biri olarak Boğaziçi Üniversitesi işletme bölümünde “eğitim teknolojileri” üzerine yoğunlaştırdığım doktora sürecimde de “siber zorbalık” yine gündemimizin en üstünde konumlanıyordu. Aileleri ve velilerimizi "ısrarcı ve baskıcı" bir tutumu benimsemek yerine özellikle rehberlik birimleriyle koordineli olarak çocuklarına “anlayışlı bir biçimde” siber dünyada olan tehlikeleri anlatmaları konusunda yönlendiriyoruz. İzleyici rolünden çıkarak çocuklarıyla siber dünya konusunda da yönlendirici ebeveyn ilişkisini sağlıklı bir şekilde kurmaları için velilerimizi yönlendirmekteyiz” dedi.


İlginizi Çekebilecek Yazılar





İletişim | Gizlilik | Kullanım Koşulları