Dijital Dünyada Hakaret Suçu
Dijital Dünyada Hakaret Suçu
Av. Ceren Küpeli
Yaşadığımız dönemde teknolojik imkânlarla bilgiye erişmek ve kişilere ulaşmak kolaylaştıkça sosyal ilişkiler kalitesizleşti ve maalesef ki tehdit, şantaj ve hakaret suçlarına muhatap olmak olağanlaştı. Sadece belirli bir sosyal medya uygulaması üzerinden dahi işlenen suç sayısı korkunç seviyelerde. Gösteriş merakıyla hırsızlığa yönelenler de var, sosyal medya canlı yayınından hayvan katliamı yapanlar da. Özellikle çocukların maruz kalmaması gereken hukuka aykırı içeriklerin engellenmesinden, bu suçların faillerince oluşturulmaması başta olmak üzere hepimiz sorumluyuz.
Sosyal medya içeriğinin blurlanmasını sağlayabilir, yayılmasına destek olmayabilir ve suç içeriklerini https://www.ihbarweb.org.tr/ üzerinden ihbar edebiliriz.
Değinmek istediğim konu ise, yine sosyal medya uygulamaları üzerinden insanların sahte hesap açarak istediği herkesi rencide edebileceklerini, özgürce hakaret edebileceklerini düşündüklerine şahit olmamızdır. Bu noktada önemle belirtmeliyim ki, bizler ne kadar kişilerin ifade özgürlüklerinin teminatıysak da, bu eleştirilerin TCK m.125 ile çizilen: kişilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olamama sınırı vardır. Bu sınırı aşan her ifade, hakaret suçu kapsamındadır ve ifadenin sahibi, hesabını yargıya vermek zorundadır.
Dijital dünyada yapılan hakaretlerin, çoğunlukla herkes tarafından görülebilir mahiyetini dikkate aldığımızda, somut olayda suçun “alenen işlendiği” kabul edilebilecek ve dolayısıyla suçun nitelikli halinden cezanın artırılması söz konusu olabilecektir.
Nitekim Yargıtay konuya ilişkin tazminat davalarında da, ifade özgürlüğünün aşılması ve kişilik haklarına saldırıyı kriter olarak esas almaktadır. Örnek mukabilinde, Yargıtay bir kararında, iki banka çalışanının fotoğrafını “tüketicileri dolandıran ve aldatan” ifadeleriyle paylaşan kişilerin ifade özgürlüğü sınırlarını aşarak ilgili banka çalışanlarının kişilik haklarına saldırı gerçekleştirdikleri yönünde hüküm tesis etmiştir. Dolayısıyla siber dünyada yapılan her yorumun, her paylaşımın; hakkı ihlal edilecek kişiler yönünden bir kez daha değerlendirilmesi gerekmektedir.
Paylaşımların sahte hesaplar aracılığıyla gerçekleştirilmesine de değinmek gerekirse, konuya ilişkin sahte hesap davalarını incelediğimizde “gizlenen” failin yakın çevreden dahi çıkabildiğini görüyoruz. Dolayısıyla, sahte hesap kullanıcılarının gerçek kimliklerinin kolaylıkla bulunabildiğini ve yapılan her suç eyleminin cezai bir karşılığının bulunduğunu hatırlatmış olalım.