Sosyal Medya Alışverişinde Dolandırılan Müşteri Parasını Marka İse İtibarını Kaybediyor
Sosyal Medya Alışverişinde Dolandırılan Müşteri Parasını Marka İse İtibarını Kaybediyor
Sosyal medya mecraları 4.5 milyar kullanıcısıyla dünyanın en büyük alışveriş merkezine dönüşürken, 5 trilyon dolarlık pazardan pay almak isteyen dijital korsanlar ise tetikte bekliyor ve en küçük bir hatada tüketicileri ağlarına düşürüyor. Alışveriş yaparken dolandırılmamak için tüketiciye düşen görevler kadar, markaların da devreye alması gereken önlemler bulunuyor. Digital Exchange’in sosyal medya marketing ekibi markaların bilinçlendirici kampanyalar düzenlemesinin ciroya katkı sağladığını belirtirken; Digital Exchange’in CEO’su Emrah Pamuk, “Dolandırılmış müşteriler nezdinde markanın itibarını geri kazanmak için on milyonlarca dolar tutarında marketing yapmak gerekiyor” dedi. 2004 yılında tanıştığımız sosyal medya, Türkiye’de 71 milyon globalde ise 4.5 milyardan fazla kullanıcıyla ulaşarak internet dünyasının en büyük, en etkili ve en canlı mecrası konumuna ulaştı. YouTube, TikTok, Instagram, Twitter, LinkedIn, VK, Pinterest, Snapchat, WhatsApp ve ülkeden ülkeye değişiklik gösteren kimi küresel kimi yerel sayısız sosyal medya uygulaması varlığını ve piyasa değerini her geçen gün artırıyor; tüm markaların ürün ve hizmetlerini önemli indirimleri içeren kampanyalar, canlı satış ve kâr ortaklığı gibi yöntemlerle tüketicilere pazarlama yoluna giderek 5 trilyon doları aşan bir ekonomi yaratıyor. Oluşan bu büyük ekosistem ise kötü niyetli kişilerin de bir numaralı hedefi halinde. Gelişen teknolojiye paralel olarak değişen ve kendini yenileyen dijital korsanlar, sosyal medya mecralarında sanal dolandırıcılık gerçekleştirerek markaların ürün ve hizmetlerini tanıtmak için harcadığı bütçelerine, itibarlarına ve müşteri potansiyellerine büyük zararlar veriyor. Sosyal medyada güvenli alışveriş için markalara düşen görevler bulunurken, bu alandaki çalışmalarını dünya genelinde başarıyla uygulayan Digital Exchange’in sosyal medya marketing uzmanları bir dizi öneride bulundu.Siber Geçmiş Araştırması Yapılmalı
Markaların dijital marketing için onlarca milyar dolarlık yatırım yaptığını hatırlatan Digital Exchange sosyal medya marketing ekibi, “Sosyal medya kampanyaları için harcanan paranın yanında iş gücü ve zaman hem maddi hem de manevi olarak büyük oranlara sahip. Bunun dijital korsanlar ve dolandırıcılar nedeniyle heba olması birçok açıdan tamiri zor zararlar yaratıyor. O nedenle markalar, sosyal medyada marketing yaparken satış, marka bilinirliği ve rakip analizi kadar müşterinin satın alma deneyimini parasının karşılığını alacak şekilde yaşamasını da düşünmeli ve buna uygun davranmalılar. Bu açıdan bakınca, sosyal medya kampanyalarının içeriği ve uygulanmasına paralel olarak markalara düşen görev;
-sosyal medya mecrasının siber geçmişi
-müşterilerin hangi satın alma eğilimini daha sağlıklı tamamladığı
-yapılan kampanyaların dolandırıcılığa karşı verdiği mesaj ve etki konusunda daha duyarlı olmalarından geçiyor” bilgisini verdi.
Tüketiciyi Bilinçlendirmeye Dönük Çalışma Yapılmalı
Markaların X bütçe ile X ciroyu hesapladığı kadar günümüzde yaşanan sosyal medya dolandırıcılığı nedeniyle tüketicinin cebini ve markaya/sosyal medyaya duyduğu güveni de düşünmesi gerektiğinin altını çizen Digital Exchange sosyal medya marketing ekibi, şunları söyledi:
“Bazı kampanyalar markayı tanıtmak, bazıları ciroyu artırmak, bazıları da rakiplerle olan dijital marketing yarışında psikolojik üstünlüğü sağlama amacıyla yapılır. Günümüzde trilyonlarca dolarlık sosyal medya alışveriş pastasından daha fazla pay almak, tüm markaların ortak hedefi. Ama unutulmaması gereken sosyal medyada fayda kadar tehlikenin de fazla olduğu gerçeğidir. Bu nedenle markalar marketing yatırımlarını yaparken Influencer, sayfa ve paylaşım odaklı olmanın yanında sosyal medya dolandırıcılığı hakkında da tüketicileri bilinçlendirme, uyarma ve deneyim sahibi olmaları konusunda yatırım yapmayı düşünmeliler. Dolandırıcılık gibi bir konuya ilişkin tüketiciyi bilinçlendirecek marketing çalışması yapan şirketler tüketici nezdinde her zaman hem alışveriş hem de itibar noktasında ön planda bulunur ve şirkete birçok anlamda fayda sağlar.”Güvenli Alışveriş İçin Bu Adımları Uygulayın
Günümüzde dijital korsanların bir sosyal medya mecrasını birebir kopyalayabildiğini aynı zamanda alışveriş için gerçekleşen dijital marketing trafiğini kendi sahte sitesine yöneltebildiğini hatırlatan Digital Exchange CEO’su Emrah Pamuk ise bu dolandırıcılığa ilişkin bir dizi önlemden söz etti. Alışveriş yapılan sitenin güvenliğinin tüketici tarafından mutlaka sorgulanması gerektiğini anlatan Pamuk, “Bir sosyal medya pazarlama videosu izlediniz. Beğendiğiniz ürünü almak için her şey uygun. Kredi kartı bilgilerinizi de girdiniz ama ya ürün gelmedi, ya başka bir ürün geldi, ya da sahte bir ürünle karşılaştınız. Her halükarda dolandırılmış oldunuz. Bundan markayı ve sosyal medya kurumunu sorumlu tutmak tüketicinin ilk davranışı olacak ama günümüzde dijital korsanlar siteleri birebir kopyalayabiliyor. Orijinal site sandığınız aslında dolandırıcıların mecrası olabiliyor. Bundan korunmak için;
-güvendiğiniz sosyal medya mecrasından alışveriş yapmak
-markaların alışveriş için güvenlik sorgulamasının kalitesini tüketici olarak gözden geçirmek
-daha önce bu siteden alışveriş yapan tüketicilerin deneyimlerini/yorumlarını okumak
-internet bağlantınızın güvenliğini kontrol etmek
-kredi kartı ile alışveriş yerine kapıda ürünü görerek ödeme yapma seçeneklerini değerlendirmeniz gerekir” ifadelerini kullandı.İtibarı Geri Kazanmak Milyon Dolarlara Mal Oluyor
Markaların tüketiciyi bilinçlendirme yönünde kampanyalarına ağırlık vermesinin kendi işlerinin sağlığı açısından önemli olduğunu ifade eden Emrah Pamuk, “Türkiye’de e-ticaret sitesi sayısı 31 bin rakamını geçerken, 71 milyondan fazla sosyal medya kullanıcısı varken, ihracata dönük devletin verdiği teşvik ve hibelerin miktarı artarken burada markalar da aldıkları ticaret payına bağlı olarak dolandırıcılığın yaygın olduğu ve bilgisayar okur yazarlığı konusundaki tecrübesi salgın sonrası kısa döneme dayanan 65 yaş üzeri olmak üzere tüketici kuşaklarına bu noktada eğitici, faydalı ve bilgilendirici kampanyalar düzenlemeli, bu alanı da marketing bütçelerinin bir payı olarak görmeli. Bir hacker bir e-postayı ele geçirirse geri almak en az 500 dolardan başlıyor ama bir tüketicinin vaktini, parasını ve sabrını sosyal medya alışverişi sırasında çalmasının telafisi şirketler için milyonlarca dolarlık itibar kazanma marketing çalışmasına mal oluyor. Bunun önüne geçmek daha düşük bütçeler ve daha etkili projelerle mümkün oluyor ve bu konuda çalışmalarımızı son dönemde yoğunlaştırıyoruz” yorumunda bulundu.