Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf KIRAÇ İle Söyleşi
Türk Telekom olarak dünya devleriyle birlikte yeni nesil teknolojilere öncülük ediyoruz…
Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf KIRAÇ İle Söyleşi
Siber saldırılar günümüzde bilişim sistemlerine yönelik en önemli tehdit olarak tanımlanmaktadır. Bu saldırıların önüne geçilebilmesi ise gerekli prosedürlerin geliştirilmesi, güvenlik altyapısının uygun hale getirilmesi ve tüm bu önlemlerin birbiriyle uygun şekilde işletilmesi ile mümkündür. En değerli varlık olan bilginin, her türlü tehdide karşı güvenliğinin sağlanması için çözümler üretmek ve bilgi güvenliği büyük resmini oluşturmak, bilgi güvenliği alanında toplumun her kesiminde bilgi ve bilinç düzeyini artırmak büyük önem taşımaktadır. Konu ile ilgili teknolojik gelişmeleri öğrenmek, bireysel, kurumsal ve ulusal düzeydeki riskler konusunda farkındalık oluşturmak amacı ile Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf KIRAÇ ile bilişim sektörünün bugünkü durumunu ve bilgi güvenliği alanında ülkemizin dününü, bugününü, geleceğini ve yapılması gerekenleri konuştuk.
CyberMag: Öncelikle dünyada ve Türkiye’de bilişim sektörünün bugünü ve geleceği hakkında neler söylemek istersiniz?
Yusuf KIRAÇ: Bilişim sektörü, günümüzü olduğu kadar dünü ve yarını da kapsayan, nerede yaşarsa yaşasın, hangi gelir seviyesinde veya eğitim seviyesinde olursa olsun bütün insanları ilgilendiren bir alandır. Bilişim sektörü Türk Telekom’un da içinde bulunduğu bilgi ve iletişim teknolojileri başta olmak üzere, yeni sanayi devrimi olarak adlandırılan ‘Endüstri 4.0’ devrimi ile birlikte ekonomik faaliyetlerin büyük bir bölümünü içine alıyor. Dolayısıyla bilgi ve iletişim teknolojilerinde fark yaratan ülkeler için büyük fırsatlar söz konusu. Türkiye son yıllarda bilgi ve iletişim teknolojilerinin yarattığı fırsatları daha iyi değerlendirmek için bu alana yönelik politikalarında büyük bir gelişme kaydetti. Bilişim sektörüne yönelik yapılan yatırımlara ve getirilen teşviklere bakıldığında, bu alana 5 yıllık kalkınma planlarında da öncelik verildiğini görüyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2019 yılında Türkiye’de hane halkının yaklaşık % 98’inde cep telefonu bulunuyor. Aynı dönem için internet kullanım oranları 16-74 yaş grubundaki bireylerde %75’i aşmış durumda. Bu rakamlar Türkiye’de internet hizmetleri başta olmak üzere ilgili alanlardaki büyüme fırsatlarını ortaya koyuyor. Türk Telekom olarak yeni teknolojiye yatkın ve meraklı genç nüfusumuzun talep ve beklentilerine yönelik ürün ve hizmetlerimizi çeşitlendiriyoruz. Türkiye’nin en ücra köşelerine kadar en yaygın altyapıya sahip bilgi ve iletişim teknoloji şirketi olarak dinamik ekonomik yapımızı daha da desteklemeye yönelik yeni teknoloji projelerine imza atıyoruz.
CyberMag: İnternet kullanım oranlarındaki artışı neye bağlıyorsunuz? İnsanlar açık bilgi ortamlarına neden bu kadar istekli?
Yusuf KIRAÇ: Kuşkusuz bilgi, günümüzün petrolü haline geldi. Şirketlerin de bireylerin de artık en çok değer verdiği kavramların başında geliyor. Bilgi, günümüzde en değerli şey ve artık bundan geri dönüş yok. İnsanlar dünyanın öbür ucunda meydana gelen bir doğa olayından anında haberdar olabiliyorlar. Uyanır uyanmaz uzun zamandır görmediği bir arkadaşından sosyal medyadaki paylaşımları sayesinde haber alabiliyorlar. Adını bile duymadığımız bir ülkede üretilen bir ayakkabıyı anında e-ticaretle satın alabiliyoruz. Bütün bunları yapabilmemize imkân sağlayan internet, bilgiye ulaşımın en kısa ve en etkili aracı konumundadır. Dolayısıyla internet kullanım oranındaki yükseliş dijitalleşmenin artışına bağlı olarak ülkemizde de artmış durumda. Bugün birçok kamu kurumu bünyesinde verilen hizmetler dijital ortama taşındı ve bu dönüşüm devam ediyor. Vatandaşlar evinde devlet hizmetlerinden, market alışverişine kadar tüm işlemleri internet üzerinden kolaylıkla ve hızlı olarak yapabiliyor.
Yeni Teknolojilerin Lokomotifiyiz
CyberMag: Devletimizin kalkınmasında bilişim sektörüne yapılacak yatırımların yeri ve önemi nedir? Endüstri 4.0 trenini kaçırmamak adına özel sektörün ve devletimizin alması gereken sorumluluklar nelerdir?
Yusuf KIRAÇ: Bilişim sektörü, devletimiz tarafından öncelikli olarak ele alınıyor. Hem orta vadeli planlarda hem de 5 yıllık kalkınma planlarında sektörün gelişimini desteklemeye ve özel sektörün bu alandaki yatırımlarını teşvik etmeye yönelik adımlar benimsendi. Bunların uygulanması konusunda da devlet; Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ve BTK başta olmak üzere ilgili tüm kurumlarıyla gerekli destekleri veriyor. Özel sektörün de gündeminde elbette yeni teknoloji yatırımları her zaman önemini koruyor. Türkiye’de 5G ve ötesi teknolojilere en çok yatırım yapan şirket olarak biz de, özellikle Endüstri 4.0 çağında geçerli olacak yeni teknolojilerin üzerinde çalışıyoruz.
5G ve beraberinde önemi daha da artacak Endüstri 4.0 ile birlikte, şirketlerin iş modelleri de tamamen değişecek. Nesnelerin interneti (IoT) ile iletişim halinde olan makineler, sahip oldukları yapay zekâya dayalı akıllı yazılımlar ve artan otomasyon becerileri ile bugünkünden çok daha verimli iş çıkaracaklar.
5G, otonom ulaşım, akıllı tarım, gelişmiş kamu güvenliği, dijitalleştirilmiş lojistik ve enerjinin etkin kullanımı gibi alanların kapısını açarak pek çok sektörün yeniden şekillenmesini sağlayacak.
Bu gelişmeler, yeni iş modeli ve yeni müşteri segmentlerinin oluşturulmasına yardımcı olacak. Hizmet sektöründe sağlayacağı açılımlarla küresel ve yerli ekonominin büyümesine katkı sağlayarak yeni iş alanlarının açılmasına imkân tanıyacak. Nihayetinde 5G; üretkenliği, sürdürülebilirliği, verimliliği ve genel refah düzeyini arttırarak sosyo-ekonomik dönüşümleri güçlendirmede önemli bir rol oynayacak.
Geçtiğimiz yıl Türkiye’de ilk olarak yaptığımız, 5G teknolojisi ile akıllı fabrika uygulamasında, gerçek zamanlı video analitiği ve yapay zekâ teknolojilerini kullanarak bir fabrikanın verimliliğinin nasıl arttırılabileceğini gösterdik. Yine Kasım ayında yaptığımız denemelerde 2.9 Gbps ve üzeri hızlara ulaşarak dünyada 5G hız rekorunu kırdık. Özetle, 5G’nin getireceği yüksek hız, düşük gecikme sayesinde otomasyonun ve verimliliğin artacağına, maliyeti düşük projelerin ortaya çıkacağına inanıyoruz.
Bu konuda sadece Türkiye’ye değil dünyaya da öncülük edecek projelerimiz var. Bu çalışmalarımızdan bazıları şimdiden uluslararası arenada ilgi uyandırdı.
Yeni nesil ağ teknolojilerinin geliştirilmesi konusunda dünyanın önde gelen açık platformlarından biri olan Open Networking Foundation’ın (ONF) yönetim kurulunda yer alıyoruz. ONF gibi bu alandaki son gelişmelerin ve standartların belirlendiği dünyanın önde gelen operatörlerinin de dâhil olduğu bu organizasyonda söz sahibi olmamız yeni teknolojilere yön verme açısından oldukça önemli.
Türk Telekom Ar-Ge şirketi olan ARGELA ve silikon vadisindeki iştiraki Netsia ile birlikte geliştirdiğimiz yenilikçi yüksek teknoloji yazılım çözümleri ile sabit ve mobil ağları optimize ederek, 5G’nin yaygın kullanımı için önemli olacak teknolojiler geliştiriyoruz. Bu iştiraklerimizin 5G mobil haberleşme teknolojileri alanında dünyaca kabul görmüş 30’un üzerinde patenti bulunuyor. Geliştirdiğimiz bu teknolojiler Türkiye ile birlikte uluslararası büyük operatörlerde de denenmeye başlandı.
Türkiye’nin yeni teknolojiler üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna gelmesi için özellikle 5G, yazılım tanımlı ağlar, nesnelerin interneti, akıllı şehirler ve yapay zekâ alanlarında geliştirdiğimiz projeler ve desteklediğimiz girişimler ile ülke ekonomisine katma değer oluşturmayı sürdürüyoruz.
Yerli ve Milli Çözümleri Destekliyoruz
CyberMag: Son yıllarda internetin kullanımının artmasıyla birlikte ortaya çıkan IoT (nesnelerin interneti) kavramı ve internete bağlı cihaz sayısının artışı; bir başka hayati husus olarak bilgi güvenliği konusunun önemini, yerli ve millî çözümlerin ülkemiz adına geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu bilgiler ışığında, Türkiye’deki siber güvenlik sektörünün durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yusuf KIRAÇ: Dünyada yaklaşık 11 milyar internete bağlı cihaz bulunuyor. 2025 yılında bu sayının 25 milyara varacağı tahmin ediliyor. Herkesi en çok tedirgin eden konu ise, bu kadar çok internete bağlı cihazın olacağı bir ortamda güvenliğin nasıl sağlanacağı. Türk Telekom olarak yeni gelişen teknolojileri ve bu teknolojilere yönelik yapılabilecek saldırıları yakından takip ederek, proaktif bir şekilde siber güvenlik altyapımızı sürekli olarak güncelliyoruz. IoT çözümlerini geliştiren üreticilerin, ürünlerini zafiyet ve güvenlik açıkları bulundurmayacak şekilde güncel tutmalarının da önemli olduğunu düşünüyoruz.
Yerli ve millî çözümlerin sektörde daha fazla yer bulabilmesi için şirket olarak her türlü desteği sağlıyoruz. Bu konuda grup şirketlerimiz ve çözüm ortaklarımızla başlattığımız birçok projemiz var. Bu sayede hem ülke güvenliği hem de yerel bir ürünün küresel pazarda yer bulabilmesi için önemli bir değer oluşturduğumuzu düşünüyoruz.
En Büyük Siber Güvenlik Yerleşkesini Kurduk
CyberMag: Türkiye siber güvenlik alanında diğer ülkelere göre sizce ne durumda? Son dönemde siber güvenlik kurulunun oluşturulması veya USOM ve SOME birimlerinin hayata geçirilmesi gibi birçok adım atıldı. Siz bu adımları yeterli buluyor musunuz? Rusya veya ABD gibi bu alanda sözü geçen bir ülke konumunda olmak için neler yapmamız gerekiyor?
Yusuf KIRAÇ: Her yıl yapılan Cybersecurity Index (GCI) araştırmasına göre siber güvenlik alanında Türkiye 2017’de dünyada 43. sırada iken 2018’de 20. sıraya; Avrupa'da ise 22'nci sıradan 11'inci sıraya yükseldi. Bu başarıda özellikle BTK tarafından düzenlenen siber güvenlik etkinlikleri, güvenli internet kullanımına yönelik regülatif düzenlemelerin ve bu düzenlemelere uyum konusunda biz operatörlerin katkısı etkili oldu. Yine BTK, operatörler ve kamu kurumları tarafından ortaklaşa yürütülen USOM ve SOME faaliyetleri de bu başarıyı tetikleyen faktörler arasında. Bildiğiniz üzere altyapıdan yazılımlarına kadar yerli ve millî imkânlarla kurulan USOM’un (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi), geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından resmi açılışı da yapıldı. Tüm bu gelişmeler ışığında ülkemizin siber güvenlik konusunda etkinliğini ve yetkinliğini her geçen gün artırdığını söyleyebiliriz.
Biz de Türk Telekom olarak, kamu, yerel yönetim, orta ve büyük ölçekli olmak üzere kurumsal şirketlerin siber güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yoğun emek ve yatırımlarımızın sonucu olarak, 2018’de Türkiye’nin en büyük siber güvenlik merkezini açtık. Türk Telekom olarak siber güvenlik merkezimizde izleme, analiz, yönetilebilir siber güvenlik ve danışmanlık gibi güvenlik servislerimizi Türk Telekom tecrübesi, güvencesi ve kalitesi ile uçtan uca sunuyoruz. Bununla birlikte, dünyayı eş zamanlı takip ederek yeni güvenlik ürün ve servislerini de müşterilerimizin kullanımına hazır hale getiriyoruz. Türkiye’nin en geniş siber güvenlik hizmet portföyünü sunan bir Telekom operatörü olarak Türkiye’nin verisini koruyarak, ulusal güvenliğimizi sağlamak için de var gücümüzle çalışıyoruz.
Siber Güvenlikte Akıl ve Kalkana İhtiyacımız Var
CyberMag: Bu bilgiler ışığında, siber güvenlikle ilgili strateji ve politikalar nasıl oluşturulmalı? Kısa, orta ve uzun vadede olumlu sonuçlar almak için özel sektör ve kamu nasıl bir yol izlemeli?
Yusuf KIRAÇ: Stratejiler ve politikalar; siber güvenliğin sadece teknoloji değil aynı zamanda insan ve süreç yönünün de bulunduğu unutulmadan oluşturulmalı. Bu üç etkeni bir sacayağı gibi düşünebiliriz, bunlardan birinin eksik olması ya da sağlıklı olmaması toplamda sistemin çalışmamasına neden olacaktır. Siber güvenlikte stratejik olarak ilk kural, ‘Yüzde 100 güvenlik imkânsız’ gerçeğini kabul etmektir.
Bilgi güvenliği süreçlerini tasarlarken yaşananlardan ders çıkarmak ve sürekli öğrenme mekanizmalarını kullanmak gerekiyor. Globalleşen dünyada çok uluslu şirketlerin de, küçük/orta ölçekli kuruluşların da siber güvenliği önemli bir konu olarak görmesi lâzım. Saldırgan profillerine bakıldığında, bireysel fırsatçı bilgisayar korsanlarından, profesyonel organize siber suç örgütlerine kadar geniş bir yelpaze görüyoruz bu durum riskin boyutunu ortaya koyuyor. Saldırılardan korunmak için sadece teknolojiye odaklanmak yetmiyor, riski doğru strateji ve politikalarla yönetmek gerekiyor. Ülkemizin ‘Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’ mevcut. Bu eylem planında geçen stratejiler bizim yol haritamızı belirliyor.
Ülkeler arası savaşların artık siber dünyada gerçekleştiği düşünüldüğünde güvenlik dünyasında yerli ürün geliştirilmesi ve kullanımının önemi ortaya çıkıyor. Kısa vadede yeteri kadar olgunlaşmış yerli ürünlerimizi yabancı menşeili ürünlerin yerine konumlandırmalı, orta ve uzun vadede ise kendi siber güvenlik ürünlerini üretebilen ve hatta diğer ülkelere pazarlayan bir ülke olmalıyız.
Trend Nereye Gidiyor Çok İyi Bilmeliyiz
CyberMag: Bildiğiniz üzere siber güvenliği sağlamanın püf noktası güvenli, yerli ve millî yazılımlar kullanmak. Ancak ülkemizde kullanılan güvenlik yazılımların büyük çoğunluğu yabancı menşeli. Sizce kullandığımız yabancı menşeli güvenlik yazılımlarını bir an önce millîleştirebilmemiz için üniversitelerimizin, özel şirketlerimizin ve devletimizin atması gereken adımlar nelerdir?
Yusuf KIRAÇ: Güvenlik ürünlerinin millîleştirilebilmesi için tüm dinamiklerin birlikte hareket etmesi çok önemli. Gerek üniversitelerimizin gerekse özel şirketlerimizin yerli üretime yoğunlaşması ve ortak iş birliği ile ihtiyacımız olan kritik güvenlik ürünlerine odaklanmak gerekiyor. Üniversitelerimiz ve özel sektörün paydaşı olduğu bu ekosistemin birlikte çalışması, desteklenmesi ve kullanılmasının millî üretimin önünü açacağına inanıyorum. Türk Telekom olarak, yerli ve millî üretimin ve üreticinin yanında olduğumuzu ve desteklediğimizi bu vesile ile bir kez daha belirtmek isterim.
CyberMag: Yapılan araştırmalar sonucunda, dünyada 3 milyon siber güvenlik uzmanı açığı olduğu söyleniyor. Türkiye’nin dünya pazarından %1 pay aldığı göz önünde bulundurulursa, ülkemizde 30.000 siber güvenlik uzmanına ihtiyaç olduğu söylenebilir. Bu bilgiler ışığında, yeni nesil insan kaynaklarının eğitilmesi ve yetiştirilmesinde, Türkiye’deki üniversitelerin ve STK’ların yeri ve önemi hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Genelde ne tür oluşumlar var ve ne tür faaliyetler yürütmektedirler?
Yusuf KIRAÇ: Üniversitelerimizde, siber güvenlik üzerine eğitimler vermek üzere siber güvenlik enstitüleri ve ana bilim dalları kuruluyor. Siber güvenlik alanında faaliyet gösteren pek çok sivil toplum kuruluşu da, yaptıkları bilgi güvenliği etkinlikleriyle bu alandaki farkındalığı artırarak paydaşlar arasındaki bilgi alışverişini canlı tutuyor.
Sektörün ihtiyaç duyduğu insan kaynağının yetiştirilmesine katkı sağlamak üzere bizim de Türk Telekom Akademi bünyesinde yürüttüğümüz önemli eğitim çalışmalarımız var. Ayrıca üniversiteler ile birlikte yaptığımız iş birlikleri çerçevesinde siber güvenlik alanında kariyerine devam etmek isteyen öğrencilerimize de gerekli desteği sağlıyoruz.
Siber Güvenlik İçin Şirketlere Öneriler
CyberMag: Maalesef son dönemde siber güvenlik noktasında bir bilgi kirliliği oluşmuş durumda ve insanlar bu bilgi kirliliği sebebiyle ne gibi önlemler alması gerektiğini tam olarak bilmiyorlar. Siber saldırıların mağduru ya da bu saldırılara istemeden alet olmamak için vatandaşlarımızın alması gereken önlemler sizce nelerdir?
Yusuf KIRAÇ: İnternet gün geçtikçe hayatımızın en önemli noktalarına temas ediyor. Özellikle e-devlet ve e-ticaret hizmetlerinin yaygınlaşması ile birlikte son kullanıcı güvenliği daha da önemli hale geliyor.
Günümüzde bilgisayarlarımıza ve mobil cihazlarımıza bulaşabilecek zararlı yazılımlar, cihazımızdaki verileri şifreleyip sonucunda fidye almayı amaçlayan saldırılar ve oltalama (fishing) atakları en sık rastlanılan siber güvenlik olayları olarak karşımıza çıkıyor. Bu tehditlerden korunmak amacıyla bireysel olarak yapılması gerekenleri;
- Son kullanıcıların kullandıkları bilgisayar ve mobil cihazlara ait güvenlik güncellemelerini düzenli olarak gerçekleştirmeleri,
- Önemli verilerin düzenli olarak yedeklenmesi,
- Sosyal medyada kendileri için hassas olacak bilgilerin ifşa edilmemesi,
- E-posta, sosyal medya ve bankacılık gibi uygulamalarda güçlü parolalar kullanılması,
- Her platform için aynı şifrenin tercih edilmemesi, e-posta şifresi, banka şifresi ve sosyal medya şifrelerinin farklı farklı tercih edilmesi şeklinde sıralayabiliriz.
CyberMag: Teknik tedbirleri destekleyecek diğer unsurlar nelerdir? Birey, şirket, kurum ve devlet özelinde konuşursak bu hususta neler yapılmalıdır ve nelere ihtiyaç vardır?
Yusuf KIRAÇ: Birey, şirket, kurum ve devlet özelinde yapılabilecek çalışmaları aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:
- Bireylerin interneti kullanırken yukarıda belirttiğim kişisel güvenlik tedbirlerini alması ve farkındalıklarını sürekli güncel tutması,
- Şirket ve kurumların; standartlara uygun ve sürekli gelişen bir bilgi güvenliği yönetim sistemi (BGYS) yapılarını ve iş sürekliliği yönetim sistemlerini (ISYS) kurması,
- ISYS ve BGYS etkinliklerinin ölçülmesi için tatbikatların yapılması,
- Siber güvenlik alanında denetim yaklaşımını da içeren uluslararası standartlara uygun politikaların desteklenmesi,
- Siber güvenlik alanında yetkin personel yetiştirilmesi ve bu alanda uzmanlaşmak isteyen personel, araştırmacı ve öğrencilerin teşvik edilmesi,
- Toplumun her kesiminde siber güvenlik bilincinin oluşturulması, eğitim kurumlarının çalışmalarına ilave olarak yazılı ve görsel medyada farkındalık çalışmalarının yapılması,
- Siber güvenlik alanında koordinasyonu sağlayan USOM, SOME yapıları ile koordinasyonun sağlanması önemlidir.
Türk Telekom’dan SiberKALE ve SiberLOG
CyberMag: Türk Telekom’un kurumsal müşterileri için geliştirdiği SiberKALE, SiberLOG, antivirüs ve antispam gibi çözümlerinizden bahsedebilir misiniz? Söz konusu ürünlerin özellikleri ve kullanım amaçları nelerdir? Bu ürünler hangi kurumsal müşterilerinize hitap ediyor? Kurumsal müşterilerinize siber güvenlik hizmeti veren ekibinizden bahsedebilir misiniz?
Yusuf KIRAÇ: SiberLOG ve SiberKALE, Türk Telekom müşterileri için oluşturulmuş özel ürünlerdir. SiberLOG, Türk Telekom tarafından lokasyonunuza konumlandırılacak atanmış cihazlar üzerinden, işyerinizden kurumsal internetinize bağlanan kullanıcıların 5651 sayılı yasa standartlarına uygun şekilde kayıt altına alınmasını sağlıyor.
SiberKALE ürünü ise, Türk Telekom tarafından size tahsis edilen UTM cihazı üzerinden internetinizi siber saldırılara karşı koruyor. Yani aynı anda güvenlik duvarı, aktif savunma sistemi (IPS), içerik filtreleme, antivirüs ve antispam hizmetlerinden faydalanabiliyorsunuz. Aynı zamanda işyerinizden internete bağlanan kullanıcıları, 5651 sayılı yasa standartlarına uygun şekilde kayıt altına alabiliyorsunuz.
Antivirüs hizmetimiz ile hizmet alan müşterimizin trafiği virüs ve solucanlara karşı taranarak virüs/solucan tespit edilmesi durumunda, trafiğin geçişi Türk Telekom Yönetim Merkezi tarafından, ilgili müşterinin şebekesine ve kullanıcılarına bulaşmadan engelleniyor.
Türkiye’nin güvenlik servis sağlayıcısı konumundaki ilk operatörü olarak müşterilerimize sunduğumuz hizmetler bunlarla sınırlı değil. Veri merkezlerimizden hizmet alan müşterilerimize firewall, IPS, DDoS hizmetleri sunuyoruz. Ayrıca kurumsal müşterilerimize 10 yılı aşkın süredir yönetilir güvenlik servisleri sunuyoruz.
Yeni çıkan güvenlik ürün ve servislerini dünya ile eş zamanlı sunarak ülkemizi, kurumlarımızı ve müşterilerimizi siber tehditlere karşı koruyoruz. Türkiye’nin en geniş siber güvenlik hizmet portföyünü sunan Telekom operatörü olarak hizmetlerimize her geçen gün yenilerini eklemeye devam ediyoruz.
Müşterilerimize sunduğumuz siber güvenlik hizmetlerini 7/24 olarak alanında uzman personeller tarafından sağlamaktayız. Yani; sizler uyurken, tatildeyken veya sistemlerinizi izlemediğiniz her durumda, olabilecek siber saldırılara karşı biz takipteyiz ve gerekli aksiyonu almak için hazırız.
Siber Saldırılardan Türk Telekom’la Korunun
CyberMag: Yine kurumsal müşterileriniz için geliştirdiğiniz bulut çözümlerinizi bize tanıtabilir misiniz? Bireysel müşterileriniz için de geliştirdiğiniz veya geliştirmekte olduğunuz bir bulut çözümü var mı?
Yusuf KIRAÇ: Kurumsal müşterilerimiz için sunduğumuz bulut ürün portföyümüzde; bulut sunucu, bulut ölçüm servislerimiz bulunuyor. Bunların yanı sıra Türk Telekom özel entegratörlüğü kapsamında müşterilerimize e-fatura, e-arşiv, e-defter, e-irsaliye hizmeti de sağlamaktayız.
Bulut sunucu, sanallaştırma teknolojisi sayesinde bir fiziksel sunucu üzerinde birbirinden bağımsız ve izole işletim sistemlerini barındırılmasına imkân sağlayan sunucu hizmetimiz.
Bulut ölçüm ise, sıcaklık, nem gibi ortam koşullarını sürekli ölçerek kontrol altında tutabilen, ölçüm değerlerini internet üzerinden Türk Telekom Veri Merkezi'ne anlık olarak ileten ve belirlenen değerler aşıldığında uyarılar veren bulut hizmetimiz. Başta da belirttiğim üzere, bunlar kurumsal müşterilere sunduğumuz bulut hizmetlerimiz.
Benzer şekilde bireysel müşterilerimiz için de “dijital depo’’ depolama alanı hizmetlerimizi sunuyoruz. Bağımsız bir bulut depolama uygulaması olan dijital depo ile kullanıcılar; çektikleri fotoğrafları, videoları, müzikleri ve dosyaları güvenle saklayabiliyor. Dijital depo uygulamasının otomatik yedekleme özelliği ise akıllı telefon kamerasıyla çekilen fotoğrafların anında saklanmasını mümkün kılıyor. Hedeflerimiz arasında yakın zamanda bu gibi hizmetleri daha da çeşitlendirmek yer alıyor.
Güvenlik İçin Farkındalık Oluşturulması Önemli
CyberMag: Fidye yazılımlarının artışı ve ATM/bankalara yönelik yapılan siber soygunlar internet yoluyla işlenen suçlarda ciddi bir artışın olduğunu gösteriyor. Sizce bu durumun sebepleri nelerdir? Siber suçların önüne geçebilmek için hem teknik hem de hukuki anlamda ne gibi düzenlemeler yapılmalıdır?
Yusuf KIRAÇ: Sosyal ağların kullanımının artışı, bilginin dijital ortamda daha fazla bulunması ve saldırı için kullanılan yazılımların internetten kolaylıkla ulaşılabilir olması, fidye yazılımları ile yapılan saldırıların ve ATM/bankalara yönelik yapılan siber saldırıların da artışına neden olmuş durumda.
Bu tip saldırılarda teknik önlemlerden çok, güvenliğin en zayıf halkası olan insan faktörü ön plana çıkıyor. Bu nedenle kullanıcıların farkındalığının artırılması azami önem arz ediyor. Şüpheli e-postaların açılmaması, SMS ve e-posta ile gelen parola vb. gibi kişisel bilgi taleplerine yanıt verilmemesi, şifrelerin paylaşılmaması konusunda bilinçli olmalıyız. Ayrıca güvenlik ihlallerinde kuruluşların kendi SOME organizasyonlarının ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesindeki USOM (Ulusal Siber Olaylara Müdahale) Merkezleri’nin haberdar edilmesi de önem taşıyor.
CyberMag: Türk Telekom olarak, bilgi güvenliği konusunda çalışma yürüten sivil toplum kuruluşlarına, derneklere destek veriyorsunuz. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, sektör üzerinde bir sinerji oluşturmak ve farkındalık yaratmak adına sivil inisiyatif organlarına düşen görevler nelerdir?
Yusuf KIRAÇ: Toplumun veri hırsızlığına ve bilişim sahteciliğine karşı dikkatli olmasını sağlayacak kampanya, afiş ve kamu spotlarının düzenlenmesi ve bu konuda farkındalık oluşturulması, STK ve derneklerin görevleri arasında yer almalıdır.
CyberMag: CyberMag Dergisi, siber dünyadaki riskler ve siber güvenlik konusuna odaklanmış Türkiye’nin ilk basılı ve elektronik dergisi olarak farkındalığı artırmayı ve insanları bilgilendirmeyi amaç ediniyor. Bu amaçla yola çıkan ve yayın hayatına dört seneyi aşkın bir süredir devam eden CyberMag Dergisi hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Yusuf KIRAÇ: CyberMag Dergisi sektörün nabzını tutan ve yakinen takip ettiğimiz yayınlardan bir tanesidir. Başarılı yayın hayatınızın devamını diliyorum.