Üniversiteler için kesintisiz çalışırlık neden önemli?
Ozan İnan, Veeam Türkiye Ülke Müdürü
Üniversiteler için kesintisiz çalışırlık neden önemli?
Yükseköğretimin maliyeti ve önemi sektörün her zaman denetlenmeye ihtiyacı olduğu anlamına geliyor. Bu denetleme siyasetçiler ve gazeteciler tarafından olabildiği gibi, kendi çalışanları ve öğrencileri tarafından da olabiliyor.
Dünyada birçok kurum ve kişi geleceği yönlendirecek teknolojik gelişmeler hakkında öngörülerde bulunuyor. Türkiye’de de gerçekleştirilen çalışmalarda bu teknolojilerin gelişmeye en uygun olduğu yerler ise yükseköğretim kurumları. Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarını dönüştürecek öngörülere baktığımızda yükseköğretimin kitleselleşmesi, çeşitlilik, yönetimde kadın - erkek eşitliği, globalleşme, endüstri - üniversite işbirliği, devlet üniversitelerine devlet yardımının azaltılması, bütçenin paylaşımı, özelleştirme, yönetimin yeniden yapılandırılması, eğitim teknolojilerinin gelişimi ve yeni eğitim öğretim modelleri, ders materyallerinde dijitalleşme ve on-line ücretsiz ders kaynakları öne çıkıyor.
Bazen üniversitelerden talep edilenler o kadar uzun bir liste halini alıyor ki bunların gerçekleştirilmesi de imkânsız hale geliyor. Sektörün yapacağı hiçbir şey de sayısız paydaşını tatmin etmeye yetmiyor.
Bunun sonucu olarak da öğrenci deneyimi ve personelin etkili bir şekilde çalışmasından ödün veren teknoloji ve kesintisiz çalışırlık hataları, yükseköğretimin dijital öncesi çağlarından daha sert bir şekilde yargılanıyor. Özellikle günümüzde üniversiteler, harçlardan öğrenci deneyimine kadar her şeyi yöneten hükümet daireleri ve düzenleyici kurumlar tarafından sürekli denetim altında.
Bu da uygulama ve veri erişilebilirliğinin, gerek bir üniversitenin düzgün işlemesi gerekse de doğru sebeplerle manşetlere çıkmaya imkan verecek şekilde vazgeçilmez olduğu bir duruma yol açıyor.
Kesintisiz Çalışırlık Paydaşları
Üniversitelerin karşı karşıya kaldığı kesintisiz çalışırlık zorluklarını anlamak için hizmetleriyle ihtiyaçlarını karşıladığı çeşitli kullanıcı gruplarına ve onların belirli ihtiyaçlarına bakmak gerekiyor.
Açıkça söylemek gerekirse bahsettiğimiz bu grupların içinde öğrenciler de var. Bugün kaynaklara kolaylıkla erişim beklentisi içindeler. Eğitim portalları ve üniversitelerinden elde edecekleri bilgiler giderek çok daha fazla birbirleriyle bağlantılı hale geliyor. Nerede ve ne zaman olursa olsunlar, kesintisiz erişilebilirlik ile nitelenen sorunsuz bir deneyim istiyorlar. Bu, sabaha karşı 4’te kütüphanede bir ödevi bitirmek için koştururken ya da kampüste öğlen saatlerinde zaman çizelgeleri ve sınıfta ihtiyaç duyabilecekleri gereçler gibi önemli bilgilere erişmeye çalışırken olabilir.
Her ne kadar bu taleplerin normal olduğu düşünülse de, öğrencilere kesintisiz erişim sağlamak üniversiteler için hem itibar hem de finansal açıdan oldukça önemli.
2014’te Laurate Üniversite Ağı’nın 21 ülkedeki 37 üniversitede yaptığı araştırma sonucunda Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 43’ünün gelecekte ücretsiz online ders imkanlarının olacağı, yüzde 60’ının ise kariyer odaklı becerilerin geleceğin üniversitelerinde eğitimin bir parçası olacağı beklentisinde olduğu ortaya çıktı. Katılımcıların yüzde 52’si gelecekte derslerin çoğunluğunun günün her saatinde yapılabileceğini, yüzde 44’ü ise ders programlarının geleneksel ders takvimleri yerine çalışan öğrencilere ve/veya belirlenmiş saatler dışında öğrenim görmeyi tercih eden öğrencilere uygun olacak şekilde düzenleneceğini öngörüyor.
Mevcut öğrencilerin yaşadıkları, öğrenci adaylarının başvurmayı seçtikleri yeri belirlemede önemli bir etken. Sonsuz paylaşım çağında “Hizmetlere ve kaynaklara ulaşamıyorum” gibi bir yorum en saygı duyulan okullar için bile oldukça zarar verici olabiliyor.
Üniversiteler, sadece öğrencilerini değil fakülte çalışanlarını ve yönetici personeli de dikkatle izlemeli.
Fakülte çalışanları genelde öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayan etkileşimli ve veri ile bilgilendirilmiş sınıf deneyimleri yaratmakla görevli. Ayrıca kendi başına ve uzaktan çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak eğitim araçlarını ve kaynaklarını dijital olarak dağıtmakla da görevli.
Yönetici personel, öğrenci ve çalışma arkadaşlarıyla iletişimi sağlayan uygulamalara güveniyor. Aynı zamanda da çok daha geniş sayıda öğrenciyi çekebilecek sanal, online kampuslar gibi alternatif kanallarla üniversitenin cirosunu destekleyecek verilere güveniyorlar.
Bu üniversiteler üzerindeki yüksek beklenti, kesintisiz çalışırlık ve iş devamlılığının modern bir eğitim kurumunun teknoloji portföyünde mutlaka olması anlamına geliyor. Tabii ki araçların ya da kaynakların eksikliği bir öğrencinin başvuru ya da ödev verme tarihini kaçırması anlamına gelebilir. Ama daha da önemli olan yükseköğretim kurumunun görevinin verilerin düzgün şekilde yönetimi ve korunması olmasıdır.
Kesintisiz çalışırlık üzerinden devamlılık
Üniversiteler yüksek öneme sahip ve değerli çok büyük miktarda veriye ev sahipliği yapıyor (kişisel bilgilerden banka detaylarına kadar). Bu veriye erişilebilecek birçok nokta bulunuyor. Bu noktaların bazılarından, eğer doğru kurtarma, yedekleme ve veri kaybını engelleyecek önlemler yoksa kolaylıkla kötü niyetli amaçlar için faydalanılabilir. Bu da üniversiteleri artan bir şekilde siber suçlular ve iç hackerlar için çekici bir hedef haline getiriyor.
Üniversiteler tüm bunları göz önüne alarak kendilerini koruyacak çözümler arıyor. Türkiye’deki birçok üniversite, kendi içinde oluşturduğu Capture the Flag ekipleri ile dünyanın çeşitli ülkelerinde düzenlenen yarışmalara katılıyor ve böylece üniversite içi ya da dışından gelecek saldırılara hızla karşılık verme konusunda gerekli bilgiyi deneyerek öğreniyorlar. Saldırganlara onların yöntemleriyle karşılık veriyorlar.
Bu gelişmelerin nasıl ortaya çıkacağı söz konusu üniversitenin yapısına bağlı. Bir kampustaki ya da tüm üniversitedeki öğrenci sayısı olası sonuçlar üzerinde büyük bir etkiye sahip.
Ama genel olarak konuşmak gerekirse veri ve uygulamalar, saatler yerine dakikalar içinde tekrar çalışır hale getirebilecek yedekleme planlarıyla desteklenmeli. Bunun yanı sıra veri, uygulamalar ve ortamların sürekli güncellenen kopyaları da her an kullanıma hazır olmalı.
Tüm bunlar sırasıyla test edilme, görünürlük, izleme ve raporlama ile de desteklenmeli. Böylece BT yöneticileri geç olmadan ortamları ve olası sorunları anlayarak çözüme kavuşturma şansına sahip olurlar.
Beklentileri karşılamak
Yükseköğretim sektörü değişiyor. Üniversiteler daha büyük verimlilik ve karlılık ile yönetilmeye çalışılıyor. Beklentiler arttıkça sektörde gelecekte çok daha fazla denetleme olacağı da aşikâr.
Teknolojinin eğitim için giderek daha fazla kilit öneme sahip olması, çeşitli eğitim gereçlerini sunması, yeni tür çalışmalara imkân vermesi ya da araştırma ve diğer yaratıcı çalışmalara destek olması çok önemli. Ama BT yöneticilerinin unutmamaları gereken şey; veri ve kesintisiz çalışırlık sorunlarının ne yazık ki yöneticiler ve hükümet görevlileri tarafından uzun süre unutulmaması.
Kesintisiz çalışırlığı geliştirmek sadece kritik imkânlara erişimi geliştirme ya da kaynakların güvenilirliğine yardımcı olma şansı değildir. Kampustaki hayatı çok daha kolay ve verimli hale getirme şansıdır.