Sanal Dünya Zenginleşiyor…



Sanal Dünya Zenginleşiyor…

 

Bu sayımızda, sağlıkta bilgi güvenliğini ele alacağız ama ben sanal dünyada değişimin ve dönüşümün önemli aktörlerinden birisi olan sanal veya kripto paralara odaklanacağım.

Bitpara (Bitcoin-BTC), Satoshi Nakamoto tarafından geliştirilmiş, 2008’de hayatımıza girmiş, hiçbir finans kurumunun yönetmediği, merkezi olmayan, P2P protokolünü̈ kullanan ve birbirine bağlı bilgisayarlar üzerinde blok zinciri yapısında tutulan bir sanal paradır. Çok farklı sanal paralar mevcut olup bu paralar artık borsadadır. Bugün işlem gören 1500’e yakın farklı sanal para bulunmaktadır. Oluşturulan altyapılar; kendisini bir blok zinciri uygulama platformu olarak tanımlamakta, farklı para birimlerini kullanan başka yazılımların ve farklı alanlarda yeni uygulamalar geliştirilmesinin önünü de açmaktadır.

Son bir yılda en hızlı artan, en çok kazandıran/kaybettiren sanal paralar, sadece kişilerin değil ülkelerinde artık ulusal kripto para birimleri haline gelmiştir. Estonya, sanal para birimi Estcoint’i kabul etti, üzerinde çalışıyor, bunu kullanacak ilk ülke olacak. Bunu diğer ülkeler izlemeye başladı. Aralık 2017’de ABD Miami’de araç kiralamada BTC kullanıldığını bizzat gördüm. 100’ün üzerinde ülkede 100 binlerce bilgisayarı etkileyen fidye yazılımlarının verdiği zararlardan kurtulmak için yapılacak ödemeler sırasında sanal paralarla daha çok tanıştık, hep beraber gördük, yaşadık ve test ettik. Karşılaşılan tehditlerin boyut ve yöntem değiştirdiğinin çok farkına varamadık. Ama saldırganlar, haksız kazanç elde etmede sanal para kullanımı konusunda önemli başarı sağladılar. BTC, maalesef,  bu saldırıları teşvik eden bir para birimine dönüştü.

BTC adresi sahiplerinin bilinmemesi, işlemlerin anonim olarak yürütülmesi, yasadışı işlemler için bir araç olarak kabul edilmesi, son dönemde fidye yazılımı mağdurlarının sayısının dünyada yüzbinlere çıkması, ulusal olduğu kadar işin uluslararası boyutunun olması, düzenleyici kurumlar ve yetkililerin yerinde uyarılar yapmasının haricinde henüz kapsamlı çözümlerin üretilememesi veya üretmeye başlamamaları ülkelerde karşılaşılan temel sorunlardır.

Ülkemizde, sanal para ve blok zincirine ilgi duyan kullanıcılar, madenciler, şirketler ve araştırmacılar bulunsa da genel olarak bakıldığında, ülkemize katma değer sağlayabilecek yapılar henüz beklenen düzeyde değildir. YÖK akademik portalında yapılan araştırmada, 3 tez, 26 bildiri, 2 proje, 23 makale ve 1 kitabın Türkçe olarak yayımlandığı, üniversitelerimizin bu konulara henüz beklenen ilgiyi göstermediği belirlenmiştir.

Bu konuyla ilgili olarak yapılabilecekleri sıralayalım:

  1. Öncelikle, bu gibi yeni teknolojilerden faydalanmak, yeni teknolojiler üretmek ve kazanımlar elde edebilmek, bu değişim ve dönüşümden ekonomik olarak kazanç elde etmek temel hedef olsa da karşılaşılabilecek olumsuzlukların farkında olunması, tehdit ve tehlikelerin öngörülmesi, bununla ilgili önlemler alınması gereklidir.
  2. Üniversitelerimizin; bu konuya daha çok önem vermesi, dijitalleşme ve kripto para ile değişen dünyanın yeni yüzlerini ve argümanlarını araştırıp, inceleyip, anlayıp, kullanıp, uygulayıp, yeni fikirler, teknolojiler ve çözümler üretmeleri ve en önemlisi karşılaşılabilecek olumsuzlukları öngörüp yeni bakış açılarının geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
  3. BTC ve blok zinciri teknolojileri yaygınlaştıkça, sıfır gün saldırıları artmış, güvenlik açığı sömürüleri çoğalmış, hizmet reddinin yanı sıra küçük blok zinciri sistemlerine yönelik saldırılar artmış ve fidye yazılımları ile bu tehdit yeni boyut kazanmıştır. Bu değişim ve dönüşümün farkında olarak farklı boyuta sahip çözümler üretilmelidir.
  4. Zeki saldırıların artması, sanal para, nesnelerin interneti, derin öğrenme, büyük veri, Sanayi 4.0 gibi yeni bakış açılarıyla her şeyin boyut değiştirdiğinin farkında olunmalı, ilgili kurumlarımızın buna hazır olması ve karşı önlemler geliştirmesi ve bunu kamuoyu ile paylaşmaları faydalı olacaktır.
  5. Sektörümüzün ve kurumlarımızın blok zinciri teknolojilerini anlamaya başladıkları ve 2018’de büyük bir gelişme kaydedileceği değerlendirilse de, konuya daha çok önem verilmesi, nitelikli insan kaynağının veya uzmanlıkların sektör/kurum bünyesinde barındırılması, yeni ürün ve uygulamalar geliştirilmesine daha çok kaynak ayrılması, yeni çözümler, teknolojiler ve yöntemler geliştirilmeli ve uygulanmalıdır.

Hızlı bir dönüşüm yaşayan ülkemizin bunu da başaracağına eminim.

 

Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU


İlginizi Çekebilecek Yazılar





İletişim | Gizlilik | Kullanım Koşulları