Yeni Bir Yeni Yıl: 2021…



Yeni Bir Yeni Yıl: 2021…

Mehmet Ali İNCEEFE

CyberMag Dergisi Editörü

Hiçbir yeni yıl bu kadar umudun, bu kadar beklentilerin yılı olmamıştır. Bir kişinin, bir kentin, bir ülkenin savrulduğu, darmadağın olduğu bir yıl olmadı 2020; tüm dünyayı kasıp kavurdu, bütün dünyayı kocaman bir deney alanına çevirdi.

Her şeyde uçları sınadık; hastanelerimizi, okullarımızı, internetimizi özetle bütün altyapıları sınadık. Hevesle düşlediğimiz uzaktan eğitimi, uzaktan çalışmayı zorunlu olarak ve sınırları zorlayarak sınadık. Arabaları, uçakları, bankaları kullan(a)madık. Ancak bunların yerine geçecek araçları kullanarak; birey olarak, toplum olarak, devlet olarak ayakta kalmaya çalıştık…

Elbette, böylesine geniş ve yaygın, böylesine etkin bir laboratuvarda çok özlediğimiz şeyler olduğu gibi, şaşırarak sahip çıktığımız yeni biçimlerimiz, yeni araçlarımız oldu.

Uzaktan eğitim ve çalışmaya yönelik video konferans uygulamaları, yine uzaktan sağlık hizmetleri ile salgın nedeniyle gönüllü veya zorunlu izolasyon/karantina uygulamalarının hızla gelişmesine yol açan e-ticaret ve lojistik alanları bunların başında gelmektedir. Ayrıca temel ulaşım hizmetlerinin dışında çeşitli amaçlara da hizmet eden otonom araçlara yönelik çalışmalar da bu dönemde öne çıkmıştır.

Bu uygulamaların üzerinden çalışacağı haberleşme sistemlerinin ve 5G gibi çok daha dramatik bant genişliklerine ihtiyaç duyacak sistemlerin getireceği ek yük ile salgının olası etkilerinin zamana da yayılacağı göz önüne alınırsa, kısa vadede haberleşme altyapıları için bazı önlemlerin alınması zorunlu görülmektedir.

Zira 2010-2019 arasındaki yaklaşık on yıllık bir sürede internet veri kullanımı 16,11 kat artarken, fiber optik altyapı sadece 1,37 kat (%40 omurga / %60 erişim) artırılmış, ayrıca, 2010 yılındaki veri trafiği daha dengeli (%63 indirme) iken 2019 yılında çok daha dengesiz (%93 indirme) bir yapıya dönüşmüştür. COVID-19 salgını uzaktan eğitim, evden çalışma ve çevrimiçi seminer ve benzeri etkinliklerle hem yükü hem de veri akışındaki dengesizliği daha da artırmıştır.

Telkoder tarafından hazırlanan raporlarda 2019 yılı itibarı ile ülkemizde toplam 355 bin km uzunluğundaki fiber optik şebekesinin yarıya yakının omurga, diğer bölümünün de erişim için kullanıldığı belirtilmektedir. 2020 yılı sonunda 415 bin km düzeyine çıkartıldığı belirtilen fiber optik şebeke verileri, İsveç’in başkenti Stokholm’de 1,8 milyon km uzunluğundaki fiber optik kablo şebekesi ile karşılaştırıldığında oldukça düşük seviyede kalmaktadır.

Bu durum uzaktan eğitimden, evden çalışma ve uzaktan alışverişe kadar tüm salgın dönemi faaliyetlerini gerek süreklilik gerekse de kalite olarak ciddi biçimde etkilemektedir. Yaşadığımız dönem göstermiştir ki gerekçesi ne olursa olsun dijital dönüşümün en temel unsurlarından biri olan fiber optik iletişim altyapısı hızla genişletilmediği sürece bu konuda ülkemizin bir bacağı aksayacaktır.

Bugünlerde tüm dünyanın gündeminden düşmeyen yapay zekâ (artificial intelligence) konusunda ilk düşünenlerden biri 24 yıl önce yitirdiğimiz Ord. Prof. Dr. Cahit Arf’tır. Ord. Prof. Dr. Cahit Arf 1959 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde verdiği “Üniversite Çalışmalarını Muhite Yayma ve Halk Eğitimi Yayınları / Konferanslar Serisi”nin ilkinde “Makine Düşünebilir mi? & Nasıl Düşünebilir?” konusunu anlatmıştır. Bilgisayar kavramının yeni yeni dile getirildiği bir dönemde, adına yapay zekâ denilmeden yıllar önce makinelerin düşünmesi üzerine, ülkemizde, üstelik de halkın anlayacağı bir biçimde konferanslar düzenlenmişti.

Ord. Prof. Dr. Cahit Arf; “Aynı zihniyetin bir başka tecellisi Garplıya, Garplının yaptığı işe olan aşırı güvenimizdir. Eskinin ilmi derin olan hocasının yerine bugün adeta Alman veya Amerikalı kaim olmuştur. Bilgiye olan iştiyakımızın (güçlü istek, özlem) kendine bir yol bulması kanaatimce akl-ı selime güvencin yayılmasına bağlıdır.” diyor ve hemen ardından da “Bu güvençle kastettiğim şey körü körüne kendi aklımızı beğenmek değildir. Bu daha ziyade bir nevi acizdir.” uyarısını yapıyordu.

2020 yılındaki salgın uzaktan çalışma, uzaktan eğitim ve salgının önlenmesine yönelik temas takip uygulamaları gibi yöntemlerin yaygın olarak kullanılmasına yol açarken, bu ortamlarda kullanılan kişisel verilerin korunması ile ilgili ciddi sorunları da ortaya çıkardı. KVK Kurumu bir yandan bu konudaki farkındalığı artırma çalışmaları yaparken diğer yandan uyguladığı yaptırımlar ile kişisel verilerin korunması konusunda etkinliğini artırmaya başladı. Ancak, en sıkı ve titiz şekilde düzenlenen alanlardan birisi olan bankacılık sektöründe dahi bu düzenlemelere uyumda, belirgin sıkıntılar yaşandı. Kurumun yılsonunda daha önce kesilen bir cezaya neden olan uygulamaların düzeltilmesine yönelik taleplerinin tam olarak yerine getirilmemesi nedeniyle kestiği ikinci idari para cezası da gösterdi ki, daha temel kavramların anlaşılmasında bile yetersizlik yaşanıyor.

2020 yılının son, 2021 yılının ilk güzel haberi bu salgını durdurup günlük yaşantılarımıza dönmemize fırsat verecek aşının, hem de birden fazla yerde geliştirilmiş olması oldu. Bu aşıyı geliştiren birkaç şirketten biri olan BionTECH, ilk kullanım onayını da aldı. Bu konuda aşının geliştirilmesi kadar bizim ilgimizi çeken ve bizleri sevindiren bir diğer konu da bu bilim adamlarının Türk olmasıdır. Ancak gönül bu başarıların kendi ülkemizde, kendi üniversitelerimizde gerçekleştirilmiş olmasını isterdi.

CyberMag Dergisi Şubat 2021 sayısını bu bilgiler ve gelecek süreçteki sağlıklı günlerin beklentileriyle sizlere sunuyoruz…

 

 

Mehmet Ali İNCEEFE

CyberMag Dergisi Editörü

 


İlginizi Çekebilecek Yazılar






İletişim | Gizlilik | Kullanım Koşulları