2020 Yılının Gölgesinde Yeni Bir Yıl…
2020 Yılının Gölgesinde Yeni Bir Yıl…
2020 yılı zor geçti, hem de çok zor…
Sadece bizim için değil, tüm dünya için 2020 yılı felaket filmlerinde izleyip de gerçekte olacağına asla inanmadığı kabusların yılı oldu. 2020 yılının güzel haberi, yıl sonuna doğru gelen aşı müjdeleriydi.
Tüm dünyada karabasana dönüşen 2020 yılını en güzel anlatan yorumlardan biri “Sevgili Tanrım, 2020’de virüs var. Kaldırıp yeniden kurabilir misin?” idi. Benzer biçimde, “2020 yılına ait 3 aylık deneme üyeliğimi iptal etmek istiyorum. Güzel değil, kimseye de tavsiye etmem.” değerlendirmesi de 2020 yılı hakkında çarpıcı bir “kullanıcı yorumu” niteliğindedir. Bu esprilerinin ilginç yanları zekice yapılmalarından öte teknolojiye atıfla yapılmış olmalarıdır.
2020 yılında salgına rağmen hayat devam etti. Yaşam, eğitim, çalışma ortamları hızla salgına uyum sağlamaya çalıştı. Aksayan yanlar olduğu gibi hiç beklenilmeyen bu durumun parlattığı alanlar da oldu. Bunların içerisinde özellikle iki alan var ki, kelimenin gerçek anlamıyla yıldızları parladı, 2020 onların yılı oldu; e-ticaret ve video konferans uygulamaları.
Okulların kapanması, eğitimin aksaması kısa dönemde anlaşılabilir ve telafi edilebilir bir durum olabilir. Ancak bu süreç uzamaya başladıkça yaratacağı karmaşanın boyutları ve sonuçları pek tahmin edilebilir olmadığı gibi denenmesinde de çok ciddi riskler bulunmaktadır. Bu nedenle, eğitim hızla uzaktan sürdürülmeye çalışıldı. Uzaktan eğitime uygun birkaç seçenek hızla kullanılmaya başlandı.
İşte bu dönemle birlikte çoğu kişinin adını sanını duymadığı “Zoom” sahnelerin baş oyuncularından biri oluverdi. Çünkü Zoom uygulaması olduğu biçimiyle (as is) hem uzaktan eğitim hem de uzaktan çalışma ihtiyaçlarını karşılayan temel özelliklere sahip ve en basit biçimiyle herkese açık ve bedelsizdi.
Zoom özellikle güvenlik sorunları yüzünden çok tartışıldı. Bu tartışmaların henüz bittiği de söylenemez. Nitekim FTC Tüketiciyi Koruma Bürosu tarafından Aralık ayı içerisinde "Pandemi sırasında, pratikte herkesin (aileler, okullar, sosyal gruplar, işletmeler) iletişim için video konferans uygulamalarını kullandığı” ve “bu platformların güvenliğinin her zamankinden daha kritik hale geldiği” ancak "Zoom'un güvenlik uygulamalarının vaatleriyle uyuşmadığı” belirtildi.
Zoom CEO’su Eric Yuan "Ürünü, birkaç hafta içinde dünyadaki herkesin birdenbire evden çalışacağı, ders çalışacağı ve sosyalleşeceği öngörüsüyle tasarlamadık." derken, Zoom platformu 2019 yılının Aralık ayında günlük 10 milyon olan toplantı katılımcısından 2020 yılı Mayıs ayında yani salgının başlarında 300 milyona çıktı.
Çok tartışılan Zoom bir anda mı beliriverdi? Elbette ki hayır… Web konferansı ve video konferans uygulamaları konusunda ilklerden olan Webex 1995 yılında kurulmuş ve 2007 yılında Cisco Systems tarafından satın alınmıştır. Video konferans işine WebEx’te başlayan Zoom CEO’su 2011 yılında WebEx’i geliştiren yaklaşık 40 mühendis ile birlikte Cisco'dan ayrıldı ve Zoom’u kurdu; hedef daha basit bir WebEx uygulaması idi. Ve geliştirdiler…
Elbette salgın hele küresel ölçekte bir salgın kimsenin beklediği ya da öngördüğü bir süreç değildi. Ne var ki, doğru zamanda doğru yerde olmak da rastlantı değildi. Yani çeyrek asırlık bir süreden ve birikimden sonra 2020 yılındaki salgında piyango Zoom’a vurdu ve Zoom dokuz yıllık uğraşının sonunda 35 milyar dolarlık bir video konferans devine dönüştü.
Mehmet Ali İNCEEFE CyberMag Dergisi Editörü
Salgınla birlikte uzaktan çalışma ve eğitim konusu ülkemizde de doğal (daha doğrusu zorunlu) bir rağbet gördü. Video konferans konusunda bir sürü geliştirme girişimi başladı ve bazıları da kullanıma girdi. Burada gözden uzak tutulmaması gereken noktalardan biri, bu tür faaliyetlerin uzun soluklu ve sürdürülebilir olmasıdır; yani gerekli yatırımların yapılması, doğru ve yetkin insan kaynaklarının sağlanması ve her şeyden önemlisi de bu girişimlerin yeterince kabul görünceye dek işletilmesi ve her türlü desteğin sağlanıyor olması zorunludur.
Prof. Dr. Daron Acemoğlu, 4 Aralık 2020 günü IMF tarafından düzenleme bir etkinlikte yapay zekanın, birçok uygulama için kullanılabilen, genellikle insan üretkenliğini artıran geniş bir teknolojik platform olduğunu ve uygulamada yapay zekanın ağırlıklı olarak büyük teknoloji şirketlerinin iş modelleri tarafından yönlendirilerek insanlar yerine algoritmaları değiştirmeyi hedeflediğini ifade ederek, toplumların genelinde istihdamda verimliliği pek artırmayacağı gibi, sadece birkaç büyük ölçekli teknoloji şirketi (Apple, Google, Facebook vb.) dışında diğer alanlarda istihdamı ve ücretleri düşüreceği, var olan sıkıntıları ise artıracağı konusunda endişeleri olduğunu, bu nedenlerle teknolojinin kullanımı konusunda dikkatli seçimler yapılması gerektiğini söyledi.
Acemoğlu, ayrıca bugün ağırlıklı olarak gelişmiş ülkelerin sorunu gibi görünen bu durumun uzun dönemde gelişmekte olan ülkelere de ciddi yansımaları olacağı uyarısını yaptı. Teknoloji, istihdam ve verimlilik konularında etki ve sonuçlarının uzun dönemde görülmesi olası bu tespit, uyarı ve önerilerin dikkatle izlenilmesi gerekmektedir.
Salgın döneminde Türkiye’nin gündemi de elbette ağırlıklı olarak ekonomi, istihdam ve teknoloji oldu. Ancak bir konu var ki, özellikle uzaktan eğitim ve uzaktan çalışma ortamında hızla yükseldi; kişisel veriler.
Başta ISC Turkey 2020 etkinliği olmak üzere gerek ulusal çaplı gerekse de daha küçük ölçekli çoğu etkinlikte, özellikle uzaktan çalışma ve uzaktan eğitimde kullanılan video konferans uygulamalarının güvenlik ve özellikle de kişisel verilerin güvenliği ve korunması önemli bir gündem maddesi oldu.
Bu yıl 13üncüsünü yaptığımız ISC Turkey etkinliği salgın koşullarında sanal olarak gerçekleştirildi. Etkinliğin sanal ortama taşınmış olması ISC Turkey etkinliğine olan ilgiyi bir hayli artırmış görünmektedir.
CyberMag Dergisi Ocak 2021 sayısının her zamanki gibi sizler tarafından ilgiyle okunacağı kanısındayız.
2021 yılında ülkemiz ve dünya için ilk ve en samimi beklentimiz sağlık…
Mehmet Ali İNCEEFE
CyberMag Dergisi Editörü