Ulak Haberleşme Genel Müdürü Zafer Orhan İle Söyleşi
Ulak Haberleşme Genel Müdürü Zafer Orhan İle Söyleşi
Türkiyedeki iletişim altyapılarına yönelik çalışmaları yerli ve milli imkanlardan istifade ederek başarılı mühendis kadromuz ile yürütme hedefiyle yola çıktık. Çağımızın vazgeçilmez alanlarından olan iletişim, bilişim ve telekomünikasyon sektörlerinin kesişim noktasında yer alarak 5G ve ötesine giden yolda araştırma ve geliştirme faaliyetlerini kesintisiz sürdürüyoruz. Tüm vatandaşlarımıza dijital eşitlik imkanı sağlamayı amaç edindiğimiz bu yolda iletişim teknolojilerinde öncü olma vizyonuyla gelişimimizi sürdürüyoruz.
ULAK Projesi ile yola çıktığımız ve 2017 yılında ULAK Haberleşme A.Ş. olarak bünyemizde ürünleştirip pazara sunduğumuz MAYA ürün ailesi ve Türkiye’nin dört bir yanında 1800 kadar lokasyonda konumlandırdığımız baz istasyonları ile müşterilerimize hizmet veriyoruz. Geleceğin teknolojisi olan 5G’yi vatandaşlarımızın hizmetine sunmak için de büyük bir gayretle çalışmalarımız sürüyor.
CyberMag: Öncelikli olarak ULAK Haberleşme’nin çalışmalarından ve sektördeki etkisinden bahsedebilir misiniz?
Zafer ORHAN: ULAK Haberleşme 2017 yılında geniş bant iletişim altyapılarında kazanılan yetenekler, geniş bant haberleşmeye yönelik ülkemizde yürütülen en önemli iki Ar-Ge Projesi MİLAT ve ULAK proje çıktılarının gerek kamu güvenliği gerekse sivil/ticari kullanım “dual-usage” yaklaşımına imkan veren özellikleri de dikkate alınarak, geniş bant iletişim konularında ekosistemi ile birlikte yurt içi ve yurt dışında Ar-Ge yapmak, fikri mülkiyet hakları ve patentler oluşturmak, ürün geliştirmek, pazarlama ve satış faaliyetleri yürütmek ve tabii en önemlisi iletişim sektöründe yerli ve milli katkıyı artırmak hedefiyle “5G ve Ötesine Doğru Türkiye’nin İletişim Gücü” mottosu ile Savunma Sanayii Başkanlığının teknoloji çatı şirketi SSTEK tarafından kuruldu.
İlk ürünümüz olan ve tamamen yerli ve milli imkanlarla geliştirilen 4.5G baz istasyonu şu anda 3 operatörümüzün şebekesinde yaklaşık 1800 sahada hizmet vermekte. Bu sahalarda 2.5 milyon vatandaşımıza Türkiye’nin farklı noktalarında hizmet vermenin gururunu yaşıyoruz.
Siber güvenliğe yönelik olarak ürünleştirdiğimiz Yazılım Tabanlı Ağ çözümü olan MAYA ürün ailesi de şu anda kamu kurum ve kuruluşlarımızın altyapılarında bir çok noktada güvenli haberleşme için servis veriyor. MAYA ürün ailesinin bir parçası olan Veri Merkezi çözümümüzde yaygınlaşmaya başladı. Çok yakın zamanda ülkemizin verisinin güvenli olarak saklanması ve iletilmesi noktasına MAYA ürün ailesinin büyük bir rol oynayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
ULAK olarak ilk kurulduğumuz günden itibaren 5G altyapılarına ve ötesine yönelik çalışmalara başladık. Şu anda geldiğimiz noktada Baz İstasyonu, Transport Network ve Çekirdek Şebeke konusunda geliştirdiğimiz ürünler ile uçtan uca 5G şebekesi oluşturacak seviyeye gelmiş bulunmaktayız. Tabi gelişen teknoloji ve değişen standartlara uyum için bu çalışmalarımız sürekli olarak devam ediyor.
Haberleşme altyapısı dışında tamamlayıcı çözümlere ait farklı alanlarda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 5G ile yaygınlaşacağını düşündüğümüz akıllı fabrikalara yönelik pilot uygulamalarımız devam ediyor. Burada makine öğrenmesi, görüntü işleme gibi farklı teknolojileri 5G ile birleştirerek katma değeri yüksek çözümler oluşturuyoruz.
Bunun dışında araçlar arası haberleşme ve akıllı yollara ilişkin yaptığımız çalışmalarla belli bir noktaya gelmiş bulunmaktayız. Ülkemizde faaliyet gösteren yerli ve yabancı araç üreticileri ile ilgili bakanlıklarımız koordinasyonunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yakın zamanda bu konuda ilk siparişlerimizi almış olacağız.
Yine 5G ile yaygınlaşacağını düşündüğümüz FWA(Fixed Wireless Access), sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, robotik uygulamalar gibi konularda farklı şirketler ile işbirliği çalışmalarımız bulunmakta.
ULAK olarak 5G ile ürünleşmeye yönelik çalışmalarımızı 6G konusunda patent ve Ar-Ge çalışmaları ile desteklemek istiyoruz. Yakın zamanda Medipol Üniversitesi’nde Prof. Dr.Hüseyin Arslan hocamızın düzenlediği 6G Çalıştayı’na katılım sağladık. Bildiğiniz gibi Hüseyin ARSLAN hocamız hem bilgi birikimi hem de uluslararası arenada bilinirliği ile bu konuda Türkiye’de yapılan çalışmalarda her zaman önde olan çok değerli akademisyenlerimizden. Bu çalıştaydan bizim çıkardığımız en önemli sonuç 5G’de standartlara katkı verme konusunda geç kalındığı ancak 6G’de bu konuda yapılacak çok şey olduğu oldu. Bu konuda çok hızlı şekilde aksiyon alarak, yaptığımız iç çalıştaylarda konu üzerinde çalıştık ve konuyu stratejik planımıza koyduk. Geldiğimiz noktada 6G konusunda çalışma yapacak yeni bir ekip oluşturmaya başlamış bulunmaktayız. ULAK’ta mevcut Ar-Ge ve patent konusunda çalışan ekibimizi güçlendirerek tamamen bu konuya çalışacak yeni çalışma arkadaşlarını ekibimize katacağız. Hüseyin Arslan hocamızın koordinasyonunda yürüteceğimiz bu çalışmadan hedefimizi yılda en az 50 patent çıkarmak ve ileride oluşacak 6G standartlarında en az %10-%20 oranında yer almak olarak belirledik. Şu anda yeni 10 kişi olarak bütçelendirdiğimiz bu ekibi sadece doktora yapan yada yapacak kişilerden seçiyoruz. Medipol ve İTÜ Üniversiteleri ile doktora konusunda anlaşmalarımızı tamamladık. Bu grupta yer alacak çalışanlarımız ilgili üniversitelerde 6G konusunda bizim belirleyeceğimiz alanlarda akademik çalışmalarını yapacak ve yaptıkları bu çalışmaları patentleştirecek. Şu anda 3GPP, TIP, ORAN, ETSI gibi telekom alanında söz sahibi uluslararası kuruluşlara üyeyiz veya yakından takip ediyoruz. 6G için buralarda yapılacak standartlaşma çalışmalarına edineceğimiz patent ve bilgi birikimi ile buralarda 6G konusunda söz sahibi olmak istiyoruz.
Aslında burada kurgulamaya çalıştığımız fikir ve organizasyon çok daha büyük bir hedefe hizmet ediyor olacak. 6G ile başlattığımız bu çalışmaları haberleşme alanında başka alanlara da yaymak istiyoruz. Tüm bu çalışmalarımızı şirketimiz içerisinde “Ulak Labs” isminde ayrı bir organizasyonda topluyoruz. Öncelikle çalışmak istediğimiz alanlar içerisinde Quantum, Alçak Yörünge Uyduları gibi 5G ve 6G ile birlikte önemi artacak konular var. Şu anda 10-15 kişi olarak 6G konusunda başlattığımız bu organizasyon inanıyorum ki ileriki yıllarda 100’lerce hatta 1000’lerce kişiye ulaşacak. Bu şekilde yapacağımız yatırımların uzun vadede ciddi bir gelirde kalemi olacağını da düşünüyoruz.
Özetle ULAK Haberleşme olarak uçtan uca 4.5G ve 5G şebekeleri ile bu haberleşme ağlarında yer alacak tamamlayıcı çözümler ile çalıştığımızı söyleyebilirim.
CyberMag: Hayatımızda büyük bir öneme sahip olan siber güvenlik konusu ile devam etmek isteriz. Siber güvenliğin hayatımızdaki önemi nedir? Siber güvenlik tehditleri kimleri nasıl etkiliyor?
Zafer ORHAN: Siber güvenlik kavramını açıklamadan önce siber uzayı açıklamak isterim. Bilgisayarın ve bilgisayar kullanıcılarının internet ortamında birbiriyle olan etkileşimlerini içeren oldukça geniş bir bilgi ağıdır. Bu ağ sayesinde kullanıcılar faaliyetlerini daha etkin şekilde yürütebilme imkanını yakalar.
Gelişen teknolojiler ile veri üretiminde görülen üssel artış ve pandemi döneminde uzaktan çalışma düzeninin yaygınlaşması veri gizliliğine yönelik önemin ve dolayısı ile siber güvenliğe yapılan yatırımların artmasında ciddi rol oynadı. 2020 yılında 180 milyar dolar seviyesinde olan siber güvenlik pazarının önümüzdeki 5 yıl içerisinde 250 milyar dolarlar seviyesine gelmesi bekleniyor.
Siber güvenlikle ilgili tüm gelişmeler ve tehditler son kullanıcıları, kurum ve kuruluşları doğrudan etkiliyor. Günümüzde siber tehditler her geçen gün daha ciddi hale gelmekte ve verilerimizin güvenliğini daha fazla tehdit etmekte. Bütünsel olarak baktığımızda siber saldırılar elektrik kesintilerine, askeri teçhizatın arızalanmasına ve ulusal güvenlik sırlarının ihlal edilmesine neden olabilir. Tıbbi kayıtlar gibi değerli, hassas verilerin çalınması, telefon ve bilgisayar ağlarını bozulması veya sistemleri felç ederek verileri kullanılamaz hale getirilmesi yine siber korsanların hedefi olarak sıralanabilir. Siber tehditlerin bildiğimiz anlamda hayatını işleyişini etkileyebileceğini söylemek abartı olmaz.
ULAK olarak haberleşme altyapımızın yerli ve milli imkanlar ile dönüşümünü yaparken ülkemizin siber güvenliğine de ciddi şekilde katkı sağlıyoruz. Hem operatörlerimizin altyapılarında hem de kamu kurumlarımızın altyapılarında çok geniş çerçevede siber güvenlik çözümleri sunmaktayız. Hedefimizi %100 yerli haberleşme altyapısı olarak koymuş bulunmaktayız ve bu hedefe her geçen gün bir adım daha yaklaşıyoruz.
CyberMag: Bilişim sektörüne yapılan yatırımların ülkemiz açısından önemi nedir?
Zafer ORHAN: Dünyada gelişmişlik seviyesi eskiden silah gücü ile ölçülürken günümüzde bilişim sektöründeki seviye kullanılmakta. Dünyada bilişim sektöründe faaliyet gösteren büyük markaların kurulması ve bu markaların geldiği finansal büyüklükler ülkelerin GSMH’ların ciddi bir kısmının bu şirketler tarafından sağlanması noktasına geldi. Bu sebeple ülkemiz içinde bilişim sektöründe yapılacak yatırımların geri dönüşünün çok ciddi olacağını değerlendiriyoruz. Ülkemize ait dünya çapında markaların çıkması ve bu markaların ulaşacağı büyüklükler hem siber güvenliğimize hem ülkemizin GSMH’sının yükselmesine katkıda bulunacak. ULAK Haberleşmebu amaçla 4 sene önce kuruldu ve şu anda dünyaya teknoloji ihraç eden bir marka haline geldi. Hali hazırda 3 farklı ülkeye 4.5G ULAK baz istasyonları ihracatımız başladı. Bu ülkemizin ve mühendislerimizin gururudur. Amacımız önümüzdeki 4 yıl içerisinde çok daha büyük bir finansal büyüklüğe ulaşmak.
Şüphesiz ülkemizden bu şekilde başarı hikayelerinin çıkabilmesi için desteklerin artması şart. Tüm büyük şirketler özellikle ilk dönemlerinde finansal olarak destek ihtiyacı duyuyor. Özellikle 5G’nin hayatımıza girmesi ile ciddi bir dönüşüm olacağını biliyoruz. ULAK olarak 5G’nin yerli ve milli imkanlarla ülkemiz altyapılarında yer almasına yönelik olarak yaptığımız çalışmaları tüm çalışmalarımıza da uyarlamaktayız. Özellikle Private 5G çözümlerinin 5G’nin ilk kullanım alanı olacağını değerlendiriyoruz. Haberleşme, yapay zeka ve makine öğrenmesini de içerecek şekildeteşvik ve desteklerin artması bu alanda yapılacak çalışmaların önünü açacaktır. Bir seviye daha giderek 6G ve ilerisine yönelik çalışmaları yine bu teşvik kapsamında düşünebiliriz.
CyberMag: Siber güvenlik az önce de bahsettiğiniz gibi ülkeler açısından büyük bir hassasiyetle yaklaşılan bir konu. Yerli ve milli imkanlardan istifa ederek bu güvenliği sağlamanın öneminden ve bu konu özelinde ULAK Haberleşme’nin çalışmalarından bahsedebilir misiniz?
Zafer ORHAN: Ulusal siber güvenliğimiz için yerli ve milli çözümler şüphesiz en kritik konu. Bildiğiniz gibi yüksek teknoloji siber güvenlik yazılımları ülkeler tarafından silah olarak değerlendiriliyor ve başka bir ülkeye ihracı ilgili devlet otoritelerinin iznine tabi olarak yapılabiliyor. Bunu şöyle açıklayabiliriz, yeterli maddi imkanınız olsa dahi bu teknolojileri her zaman satın alma şansınız olmuyor. Bildiğiniz gibi ülke olarak benzer durumları askeri alanında defalarca yaşadık. Bu sebeple siber güvenlik altyapımızı sağlam bir şekilde tesis edebilmemiz ancak bu teknolojilerin yerli ve milli olarak sahip olmamızla mümkün olacaktır.
ULAK Haberleşme olarak yeni nesil iletişim altyapıları ve bu altyapıları oluşturan anahtar teknolojilerin geliştirilmesi konularında kurulduğumuz günden itibaren yoğun bir çalışmanın içerisindeyiz. 2015 yılında Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından başlatılan Yerli ve Milli Yazılım Tanımlı Ağ Altyapısı (MİLAT) projesi ile yeni nesil ağ ve siber güvenlik çözümlerinin milli imkanlarla gerçekleştirilebilmesi için önemli bir adım atıldı. Bu projenin çıktıları üzerine inşaa ettiğimiz ve ULAK MAYA platformu olarak isimlendirdiğimiz çözümlerimizi kamu, askeri ve özel sektör kullanıcılarının hizmetine sunmuş bulunmaktayız. MAYA SD-WAN (Yazılım Tanımlı Geniş Alan Ağ) çözümü ile kurumlar merkezi siber güvenlik ve ağ yönetim politikalarını oluşturabiliyor ve bu politikaları merkezi olarak yönetme ve izleme imkanlarına sahip oluyorlar. ULAK Haberleşme olarak ülkemizde yaklaşık üç yıldır kullanıma sunduğumuz MAYA ürün ailesi global rakipleri ile rekabet edebilecek teknik yeterliliğe ulaşmış durumda. Hali hazırda sunmuş olduğumuz gelişmiş siber güvenlik ve ağ yönetim fonksiyonlarının yanı sıra özellikle yapay zeka ve derin öğrenme tabanlı siber güvenlik ve ağ yönetim fonksiyonlarının da geliştirilmesi ULAK bünyesinde devam etmekte.
Bu çalışmalar sırasında üniversiteler, kamu ve askeri kurumlar, özel sektör ile sıkı bir işbirliği içinde olduk. Gerek geliştirme gerekse yaygınlaştırma ve saha testlerinde pek çok kamu kuruluşu ve askeri kurumdan destek gördük. Bununla birlikte yerli ve milli çözümlerin gelişmesinde ve yaygınlaşmasında bu işbirliklerinin artarak devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yerli ve milli projeler birer Ar-Ge projesi olarakkalmamalı, son kullanıcı ile buluşarak gelişim ve yaşam döngüsünü devam ettirebilmelidir. Yerli ürünlere yabancı ürünler karşısında pozitif ayrımcılığa tabi olmalı, bununla birlikte bu ürünlerin kullanılması ve kullanıcılardan gelecek geri dönüşlerle olgunluk düzeyinin artırılması hedeflenmelidir. Bu konuda gerek kurumlarımıza gerekse yerli firmalarımıza çok büyük görevler düştüğünü, tüm tarafların taşın altına elini koyması gerekliliğini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Milli siber güvenliğimiz ancak milli çözümlerle mümkün olacaktır.
CyberMag: IOT (nesnelerin interneti) teknolojisinin günlük yaşantımızdaki yeri ve önemi nedir? Hangi durum ve koşullarda karşımıza çıkıyor? ULAK Haberleşme’nin bu konuda çalışmaları mevcut mu?
Zafer ORHAN: IoT aslında farklı teknolojilerin kullanıldığı geniş bir teknolojiyi işaret ediyor. Biz ULAK olarak IoT konusunda yine altyapılara yönelik AR-GE çalışmaları gerçekleştirmekteyiz. IoT konusunuhaberleşme altyapısı ile birlikte değerlendirmek daha doğru olacaktır. Burada güvenliğin sağlanması adına yerli ve milli altyapılar önem kazanıyor. ULAK olarak IoT’nin geniş bantta alan karşılığı olan NBIoT teknolojisine yönelik çalışmalarımızı neredeyse tamamlamış bulunuyoruz. 5G ile birlikte de MMTC teknojisine geçeceğiz. Dolayısıylagenişbant üzerinde IoThaberleşme altyapısını yerli ve milli olarak kurabilecek durumdayız.
Bu çalışmaları yaparkan IoT sensör geliştiren diğer şirketler ile sıkı bir işbirliği içerisindeyiz. Farklı yerli üreticiler ile de hem ticari hem kamu güvenliği çözümleri oluşturmak için çalışmalarımız devam ediyor.
Aslında nesnelerin internetine benzer bir konu da araçlar arası haberleşme konseptinde karşımıza çıkıyor. Bu ise sadece araçlar arası haberleşme olarak da değil, araçların her şey ile haberleşmesi (V2X – Vehicle to Everything Communication) olarak tanımlanıyor. Bu kapsamda araçlar başka araçlarla; insanlarla, trafik lambalarıyla ve trafik işaretleriyle haberleşebiliyorlar. Konunun odağında araç olsa da burada yolların akıllandırılmasını tanımlıyoruz. Yine bu konuda da ciddi yol almış bulunmaktayız.
Bu itibar ile baktığımızdaIoTkonusunda en büyük güvenlik açığının cihazların kendileri olacağını söyleyebiliriz. Çünkü mevcutIoTcihazlarının çoğu, güvenlik öncelikli olarak geliştirilmedi. Örneğin şu anda ağlarda bulunan kablolu yada kablosuz olarak bağlanan IoT cihazları çok büyük ölçekli DdoS (dağıtık Denial of Service) saldırıları için kullanılmakta. Bu durumda çok sayıda savunmasız, bir ağa bağlı IoT cihazı, oluşturabilecekleri trafik miktarı ile altyapının bazı yönlerinde kaynakların tükenmesine neden olabilir ve kendileri dışında ağa bağlı diğer cihazların da servis almasını engelleyebilir.
Çok çeşitli cihaz türleri ve amaçları göz önüne alındığında, IoT cihazlarının güvenliğini sağlamak için, basit, genel bir yöntem olmayacağını söyleyebiliriz. Asansörler, bağlantılı arabalar, tıbbi sensörler ve endüstriyel robotlar amaçları, ihtiyaç duydukları iletişim hizmetleri türleri, yazılım yığınları, trafik düzenleri vb. açısından çok farklıdır ve herhangi bir güvenlik açığının potansiyel etkisi açısından çok farklıdırlar.
5G ile birlikte uçtan uca tüm şebeke üzerinde izlenebilirliğin artırıldığı, tehditlerin tespitine ve önlem alınmasına imkan sağlandığı yazılım tabanlı ağların kullanılması gerekiyor. Bunun içinde yapay zeka, makine öğrenmesi temelli yazılımlar çok yakın zamanda ağları yönetiyor olacak. Bu yüzden bu konular için de ciddi yatırımlar yapılarak yerli milli ürünlerin ortaya çıkarılması yada mevcut ürünlerin daha iyi hale getirilmesi gerekiyor.
CyberMag: Fidye yazılımlarının artışı ve ATM’lere ve bankalara yönelik yapılan siber soygunlar internet yoluyla işlenen suçlarda ciddi bir artışın olduğunu gösteriyor. Sizce bu durumun sebepleri nelerdir?
Zafer ORHAN: Daha önce belirttiğimiz gibi siber saldırılar en yüksek oranda finans sektörünü hedef alıyor. Bunun sebebi de şüphesiz bu saldırıların maddi bir kazanç elde etme amacı ile yapılmış olması. Günümüzde internete erişimin kolaylaşması siber saldırıların artmasına da doğru oranda etki ediyor.
Siber suçlara yönelik olarak hem ülkemizde hem de dünyada hukuksal düzenlemeler yapılmaya devam ediliyor. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte yeni suç tanımları, yeni sorunlu konular ortaya çıkmakta ve bunlar içinde yeni düzenleme ihtiyaçları olmaktadır. Bu kadar değişken ve hızlı değişen bir konuda düzenlemelerin de hızlı ve etkin şekilde yapılması gerekiyor. Teknik olarak siber suçlarla mücadeleye katkı veren kurumlarımızın yetkinliğinin sürekli olarak arttığını çok net olarak görmekteyiz.
Ayrıca Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), Birleşmiş Milletler (BM), Türk Devletleri Teşkilatı, Afrika Birliği, Güneydoğu Asya Milletleri Kuruluşu, Avrupa Konseyi Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü, Şangay İşbirliği Örgütü gibi bir çok uluslararası örgüt de uluslararası toplumun karşı karşıya olduğu bu tehdit ile ciddi şekilde ilgilenmekte ve buna yönelik hem hukuki hem de organizasyonel anlamda bu tehditlere karşı koyacak yapılara yönelik çalışıyor. Bu da aslında konunun boyutunu ve önemini anlamak açısından iyi bir referans olmakta.