Siber Güvenlik Problemlerinin Çözümünde “Yapay Zekâ”
Siber Güvenlik Problemlerinin Çözümünde “Yapay Zekâ”
Yapay Zekâ (YZ) ile ilgili olarak, zeki sistem, makine öğrenmesi, yapay sinir ağları, derin öğrenme, genelleştirilmiş YZ vb. kelimeler günümüzde kullandığımız en popüler terminolojilerdendir. İçerisinde ise pek çok yeni teknolojileri, yaklaşımları, algoritmaları, yapıları, çözümleri ve uygulamaları barındırmaktadır. Bunlar, gelecekle ilgili ümitlerimizi ve beklentilerimizi artırmaktadır. Bunun gerekçeleri ise son dönemde YZ çalışmalarında alınan yol, geliştirilen uygulamalar, elde edilen başarı oranları, bu sistemlerin artık kendi dillerini geliştirebilmeleri, otonom olarak çalışabilmeleri, başarılı şekilde tercüme yapabilmeleri, güvenlik sistemlerinde otomatik olarak alarm üretebilmeleri, konuşmaları anlamlandırabilmeleri, kelimelerdeki farklı anlatımları çıkarabilmeleri, duyguları anlayabilmeleri, tek başına olduğu kadar topluca kişileri tanımlamaları, kişilikleri ve karakterleri analiz edebilmeleri, kullanıcıları düşünce olarak sınıflandırabilmeleri, yazıları ve resimleri anlamlandırabilmeleri gibi pek çok farklı uygulamalarda başarı ile kullanılabiliyor olmalarıdır. En önemlisi ise yapılan bu çalışmalarda elde edilen yüksek başarı oranlarıdır.
YZ artık istihbarat servislerinin, askeri birliklerin, şirketlerin, üniversitelerin, resmi kurumların veya inovasyona gönül veren son kullanıcıların vazgeçemediği çözümler sunmaktadır. Gerekçeleri ise “yüksek kazançlı”, “gelir getirici”, “fikir geliştirici”, “yenilik içeren” ve “büyük resimleri görmemize katkı sağlayan”, “güvenilir sistem yaklaşımı sunan” ve en önemlisi “yüksek performanslı” yapıları desteklemeleridir. YZ’ye artık yatırımlar yapılmakta ve teşvikler verilmektedir. Adına Bakanlıklar açılmaktadır. Çalışmalar baş döndürücü hızla devam etmektedir.
YZ’nin en iyi kullanıldığı alanlardan birisi de güvenliktir. Olası tehditlerin belirlenmesi, otomatik tehdit algılama, tehditlere karşı koyma, anormal davranışları belirleme, belirli bir örüntüyü bulma, yapılan saldırıların seviyesini anlama, tehdit seviyesini belirleme, belirli saldırıların modellerini anlama gibi pek çok alanda başarıyla kullanılmaktadır. Bundan sonraki süreçlerde; saldırılara otomatik olarak karşı koyma, yapılan ihlalleri otomatik olarak belirleme, yapılabilecek olan ihlalleri önceden belirleme ve engelleme, zafiyetleri belirleme ve önleme gibi alanlarda YZ’nin katkısını daha sık duyacağız ve göreceğiz, bu teknolojilerden daha fazla faydalanacağız, hayatımız daha kolaylaşacak ve bu teknolojileri daha sık kullanacağız.
Sophia ile YZ’nin geldiği nokta anlatılmaya, paylaşılmaya, gösterilmeye veya pazarlanmaya çalışılmaktadır. Robotlara duygusallık kazandırılarak, robotların “âşık olup olmayacağı”, “insanlığı yok edip edemeyeceği”, gelecekte bir “tehdit olup olmayacağı”, “etik davranıp davranmayacağı” ve “mahremiyeti ihlal edip etmeyeceği” gibi hususlarda sorgulanmaktadır. Elon Musk yapay zekâyı “insanlığın geleceği için en büyük tehlike” olarak görmekte ve YZ’nin “insanoğluna bir gün hükmedeceğini” düşünmektedir. Bunu ileri düzeye taşıyanlarda vardır. YZ çalışmalarının bir an önce durdurulmasını istemektedir. Özellikle son aylarda; Google ve Facebook’un karşı karşıya kaldığı olumsuz olaylar, bu konunun ciddiyetini bizlere göstermek için yeterli örneklerdir. Facebook’un 50 Milyon kullanıcı hesap bilgilerinden çok farklı analizlerin yapılması ve pek çok farklı ihlalin oluşması bu duruma bir örnektir. Bu analizlerde pek çok bilim dalından faydalanılmış olsa da, temelinde YZ yaklaşımları da bulunmaktadır. Google’ın ABD Savunma Bakanlığı ile yürüttüğü MAVEN isimli 8,6 milyon dolarlık Yapay Zekâ Projesini sürdürmeme kararı alması, bu yüzden işten ayrılan çalışanların olması, bu projeye karşı olanların sayısının artması, İHA görüntülerindeki kişileri otomatik olarak tanıması ve bunu savaş teknolojilerinde kullanması gibi sebepler bu fitili ateşlemiştir. Google sunduğu pek çok hizmetle artık tekilleşmeye giderken “kullanıcılarını daha çok korkutmaktan” çekindiği için “savaş teknolojileri ticaretinden” uzak durma eğiliminde olduğunu gösterme çabası içerisine girmiştir. Ayrıca, başlatılan karşı imza kampanyasına katılımların artması, dört binin üzerinde imza toplanması, bazı çalışanların yapılanları etik bulmamaları, bazılarının ise istifa etmeleri de bunu tetiklemiştir.
Doktorasını YZ üzerine yapmış, bu konuda çalışmalara devam eden bir akademisyen olarak şunu ifade edebilirim, 25 yıl önce konuştuğumuz pek çok husus ancak bugün yapılabiliyor, hayata geçirilebiliyor veya gerçekleştirilebiliyor. YZ’nin gelecekte sorun olacağı veya oluşturacağı aşikâr ama YZ yaklaşımları ile gelecekte karşılaşabileceğimiz pek çok problemi daha olmadan veya oluşmadan çözmekte mümkün olacak, karşılaştığımız pek çok sıkıntının ise gelecekte bu teknolojiler sayesinde yaşanmayacağı da ortadadır.
Bugün için odaklanılması gereken konu ise topluma, insanlığa, çevreye duyarlı faydalı yeni teknolojiler, algoritmalar ve yapılar geliştirmek; bunları da karşılaşılacak problemleri çözmede kullanmaktır. Yapılan her işte risk olduğu gibi YZ’nin gelişiminde beklenmedik hususlar her zaman olabilir. Bunlara da hazır olmak veya bunları ortadan kaldırmak için çalışmalara devam etmek gereklidir. Ülkemiz bilim insanlarına da bu konuda büyük sorumluluk düşmektedir. Hiç bir üniversitemiz dünyada ilk 100’e girememiş iken, YZ biliminin gelişmesine katkı sağlayan kurumlar sıralamasında dünyada Erciyes Üniversitesi’nin 82. sırada olması gurur vericidir. Bu gibi başarılar iyi kullanılmalı ve bu bilim alanının ülkemizde geliştirilmesi için özel çaba sarf edilmeli, yeni teknik ve teknolojilerin geliştirilmesine çaba harcanmalı, yeni merkezler açılmalı, altyapılar ve laboratuvarlar kurulmalı ve mevcut olanlar ise iyileştirilmeli ve geliştirilmelidir. |
Sonuç olarak; ülkemizde bilgi güvenliği ve siber güvenlik sektörünün gelişmesi, yeni çözümlerin geliştirilmesi, bu alana yapılacak yatırımlar, oluşturulacak laboratuvarlar ve yapılacak kapsamlı çalışmalara bağlıdır. Ülkemizde üniversitelerimizde YZ ile ilgili çalışma grupları olması ve bazı laboratuvarların bulunması sevindirici olsa da ulusal düzeyde henüz bir araştırma merkezimiz maalesef bulunmamaktadır. Bugün için 5 milyar dolar civarında olan YZ sektör büyüklüğünün önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde 100 Milyar dolarlara çıkacağı da dikkate alınarak; YZ’nin sektörde, ürünlerde ve yapılan işlerde sağlayacağı katkılar ve zorlayacağı değişimler bugünden dikkate alınmalı, ülkemizin milli güvenliğine katkı sağlayacak konuların başında olacağının farkında olarak, bu husus üzerinde daha çok durmalı, ülkemizin bu pazardan daha çok faydalanması için adımlar atılmalı ve en önemlisi geleceğe hazır olunmalıdır. Bu sayımızda bunun için “Yapay Zekâ” konusunu ele aldık.
Yapay Zekâ Gelecektir!
Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu