Siber Ortamda Mahremiyet Artıyor
Siber Ortamda Mahremiyet Artıyor
Siber tehdit, saldırı, savaş, dolandırıcılık, olay, para, güvenlik ve savunma gibi kelimeler dijitalleştiğimiz dünyada hayatımızın bir parçası oldu artık. Siber ortamlarda kayıpların artarak devam ettiği, işin ciddiyetinin kavrandığı, siber güvenlik farkındalığının davranışa dönüşmeye başladığı ve artık bunun bir kültür olduğu ve sonuçta da kişisel, kurumsal, ulusal ve uluslararası yaptırımların arttığı bir dönemdeyiz.
Dünya, siber saldırıları artık ciddi bir tehdit olarak görüyor. Ülkeler, kişisel, kurumsal ve ulusal güvenliği ihlal eden ve buna ortam oluşturan, güvenliğe zarar veren veya verebilecek olan milyonlarca web sitesine erişimi blokluyor, kısıtlıyor, engelliyor veya bu siteleri devre dışı bırakıyor. Tehditlerle her sahada mücadele etmeye çalışıyor. Siber ortamlarda oluşabilecek sızma ve manipülasyonlara bile önlem alıyorlar. Çin’in bazı sosyal medya uygulamalarını ülke içinde kullanımına izin vermemesi, Facebook’un bazı ülkelerde yasaklanma sürecine girmesi, IBM’in tüm çalışanlarına USB kullanımını yasaklayıp sadece bulut sistemleri üzerinden bilgi paylaşımına geçmesi, Cambridge Analytica’nın seçimlere müdahale ettiğinin ortaya çıkması, Rusya’nın Telegram’ı yasaklaması, Almanya’nın çevrimiçi denetim yasası ile tüm hesaplara erişim hakkı kazanması, internet ortamında yapılan istihbarat ve ihlal faaliyetlerinde artış, Amerika’nın tüm sosyal medya ve haberleşme uygulamalarını izleyeceğini açıklaması ve vize müracaatlarında tüm elektronik ortama erişim hesaplamalarını istemesi gibi örnekler bunlardan bazılarıdır. Fırsatların ve tehditlerin ciddiye alındığı ülkemizde de buna benzer çalışmalar yapılsa da bu tehditlerin boyutu, büyüklüğü ve verebileceği zararlar dikkate alındığında daha alınacak çok yol vardır. Bunun yolu ise bu alanda yapılacak Ar-Ge çalışmalarına ağırlık verilmesinden geçmektedir.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, bu konuyu önemseyen ve destekleyen kurumların başında gelmektedir. Bakanlığımızın desteklediği Ar-Ge merkezi sayısının 900’lere, çalışanlarının sayısının 40.000’lere ulaştığı, tamamlanan ve devam eden projelerin sayısının 15.000’lerde olduğu, patent müracaatlarının 5500’lere yaklaştığı, kurulan Ar-Ge şirketlerinin %75’e yakınının İstanbul, Bursa, Kocaeli, Ankara ve İzmir de olduğu ve kurulan merkezlerin yaklaşık %23’ünün BT alanında faaliyet gösterdiği bilinmektedir. Bu muazzam bir sayıdır. Bundan sonraki süreçlerde bunun etkisi daha çok hissedilecektir.
4691 sayılı yasa ile yürürlüğe giren “Teknoloji Geliştirme Bölgesi-TGB” ve son dönemde 5746 numaralı kanun ile hükümetin verdiği teşviklerin ve desteklerin kararlılık içerisinde sürdürülmesi ile TGB sayısı Mart 2018 sonu itibariyle, kurulu firma sayısı ise 5000’lere ulaşmıştır. Bu firmaların %37’sinin yazılım sektöründe, %17’sinin BİT sektöründe faaliyet gösterdiği, bu firmalarda 50.000’e yakın kişinin çalıştığı, bunların yaklaşık 10.000’inin Ar-Ge personeli olduğu, 35 binin üzerinde proje üretildiği, yapılan ihracatın 3,5 Milyar dolara yükseldiği, ulusal ve uluslararası patent sayısının ise 1000’e ulaştığı açıklanmıştır (Ülkemizde üniversite başına sahip olunan patent sayısının 4,3 olduğu dikkate alındığında sayıların önemi daha da dikkat çekicidir). Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, bu sektörünün daha hızlı gelişmesi için “Türkiye Yazılım Sektörü Stratejisi ve Eylem Planı 2017-2019” yürürlüğe alınmıştır. Ülkemizdeki işletmelerin %99.9’unun KOBİ olması ve ihracatın %59,2’sini KOBİ’lerin yaptığının farkında olan Bakanlığımız; yeni fikirlerin hayata geçirilmesi, şirketleşmenin arttırılması, mevcutlarının ise büyümesi, gelişmesi, uluslararasılaşması, rekabet edebilir olması, kaliteli ve standartlara uygun üretim yapmaları için KOBİ’lere büyük destekler vermektedir. 20’ye yakın destek programı ile ciddi şekilde konunun ele alındığı, sürekli yenilerinin geliştirildiği, desteklendiği ve bu sektörün büyümesine katkılar sağlandığı görülmektedir. Oluşturulan strateji ve verilen destekler, özellikle son yıllarda meyvelerini vermeye başlamıştır. Bu başarıların artması, Bakanlığımızın Ar-Ge’ye verdiği desteği kararlılıkla ve ısrarla sürdürmesi, Ar-Ge’ye daha fazla kaynak ayrılması, gelişmiş ülke ortalamalarının yakalanılması için gereklidir. Siber güvenlik alanında da ulusal güvenliği ilgilendiren alanlarda yerli çözümler geliştirilmiş olsa da bunların sayısı maalesef yeterli seviyede değildir. ITU Global Siber Güvenlik Endeksinde 43. sırada olan ülkemizin yerinin kısa sürede arzu edilen üst seviyelere çıkması konusunda da çalışmaların sürdürülmesini bekliyoruz. Özellikle siber güvenlik alanında ihtisas teknoparklarının kurulması ve desteklenmesi, siber güvenlik ve savunma alanında kuluçka merkezlerinin sayısının artırılması, siber güvenlik teknoloji üretimine daha çok yatırım yapılması, ortak Ar-Ge ve test merkezlerinin kurulması, açık büyük veri ortamlarının oluşturulması ve en önemlisi Ar-Ge merkezlerinde gençlerin fikirlerini hayata geçirebilecekleri ortamların oluşturulması ve gençlere açılmasının yerinde olacağı değerlendirilmektedir. BSTB’nın bu konulara önem verdiğini bildiğimiz için bu önerileri burada sunuyoruz. Bakanlığımızın bu konuda yaptığı çalışmaları bir kez de CyberMag’e özetleyen, BST Bakanımız Sn. Dr. Faruk ÖZLÜ’ye samimi açıklamalarından ve dergimize verdiği özel röportajından ötürü teşekkür ediyoruz.
Bu ayın en önemli konularından birisi de AB Kişisel Verileri Koruma Regülasyonu (GDPR) olup 25 Mayıs 2018’de yürürlüğe girecek olmasıdır. Yaklaşık 500 milyon kişiyi ve pek çok ülkeyi ilgilendiren bir konudur. Özellikle de AB ülkeleri arasında ticaret yapan ve elektronik hizmet veren şirketleri yakından ilgilendiren önemli bir konudur. GDPR’a göre, kişisel verileri amacına uygun kullanmayan şirketlere cirolarının %4’ü veya ciroları üzerinden 20 milyon Euro’ya kadar idari para cezası verebilecekler. Kurumlarımızın ve şirketlerimizin bu konuya özellikle önem vermeleri gereklidir.
Ramazan ayının faziletinden ve bereketinden faydalandığımız bu günlerde, siber savaşların değil siber barışın konuşulacağı bir gelecek dilerim…
Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu